Duydunuz mu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırlamış olduğu albümü.
Bu albümde başta Sayın Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafı var.
Adalet Bakanı,Müsteşarı ve HSYK üyelerinin de fotoğrafları ve isimleri yer alıyor.
Gel gör ki Sayın Başbakan Ahmet Davudoğlu'nun fotoğrafı ve adı yer almamış.
Sözcü gazetesi ve yazarı Emin Çölaşan bu durumdan inanılmaz siyasi analizler yapmış.
-Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasının iyi olmadığı sonucu
-Mayısta bir kongre yapılacağı ve Sadrazam diye nitelendirdiği Sayın Başbakan’ın yerine Binali Yıldırımın geleceğini
-Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak Bey’in Cumhurbaşkanının adamı olduğu ve bu nedenle Sayın Başbakanı albüme bilerek koymadığı.
-Bu durumun Türk siyasi hayatında bir ilk olduğu.
Bütün bunlardan çıkan sonucun Türk siyasi hayatını derinden sarsacağını ve hatta yeni bir zihin yenilenmesi ile vatandaşların kahir ekseriyetinin tercihlerini değiştireceği ve CHP’yi iktidara getireceği şeklinde bir temenni ile yazının bitirilmesi daha uygun olurdu.
Fakat Sayın Yazar vatandaş tercihlerinin hür oluşması konusundaki inancı nedeniyle bu kadar ileri gitmemiş.
Gazetecilik başarısı keskin zeka ve maharetli kaleminin yanında kendisine yetkili yerlerden ulaşan bilgilere dayanan Emin Bey’e hatırlatmak istediğimiz temel kural şudur.
Türkiye hala sizlerinde istediği gibi demokratik parlementer sistemle yönetilmektedir.
Anayasaya göre yasama yürütme ve yargı erkleri vardır.
Yargı kendisi diğer erklerden bağımsız olarak bir hiyerarşiye sahiptir.
Bu hiyerarşide her erkin başında doğal olarak devleti ve milleti temsil eden Cumhurbaşkanı vardır.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanının albümde olmasının Anayasaya aykırı olmadığını anlamış olduk.
Başbakan ise bağımsız olan yargıdan ayrı yürütmenin başıdır ve yargı içerisinde yer almaz.
Eee söyle bakalım Adalet Bakanının ne işi var albümde o zaman diye .O da yürütme erki bakanlar kurulunun bir üyesi değil mi?
İyi ki sordunuz Emin Ağabey.
Adalet Bakanının siyasi kimliğinin yanında yasalar gereği HSYK’nın da başı olduğunu hatırlayalım.
Gerisi de HSYK üyeleri zaten.
Albümde eksik olan belki de Emin beyle benim.Emin Bey ülkemizin en önemli hukukçularından birinin eşi.Ayrıca bir tek şahsı kalsa bile müesses nizamı temsil kabiliyeti olan bir abide şahsiyettir.
Ben de kendi halimde bir hukukçuyum nihayetinde.
Sayın Cumhurbaşkanının ingilizce bilmemesi ile ilgili de Davudoğlu üzerinden bir giydirmenin tam zamanı diyerek inanılmaz bir kıvraklık gösterip işi bitirmiş.
Bir çok yabancı dil bilen başbakan vardı ama “Van minut” hikayesi olan yok değil mi?
Türkiye muhalefetinin ve muhalif aydınının üretebileceği bir siyasetin kalmadığının resmidir bu değerlendirme.
Aynı düşüncede yıllardır birlikte siyaset yapan Cumhurbaşkanı ve Başbakanın arasında oluşması muhtemel sorundan medet ummak ve bunun üzerinden gelecek fantezisi oluşturmak.
Çölleşen bir zemin artık muhalefet meydanı.
Sadrazam felan derken başkanlığa hazır bir halle mi karşı karşıyayız.
Ankara Başsavcısı ile ilgili medyada lehine ve aleyhine çokça haber yapılmaktadır.
Albüm dışında baktığımda Başsavcılığın en önemli başarısı Ankara Gar saldırısının aydınlatılması olayıdır.Gerçekten inanılmaz bir gayretle kısa sürede olay aydınlanmıştır.
Yine yargı içindeki kaosun önlenmesi ve paralel yapılanma ile mücadelede kararlı davrandığı gözlemlenmektedir.
1988 yılından beri elimden geldiğince gazeteci üstadımız Emin beyi takip etmeye çalışırım.
Sürekli iktidarda olanları eleştiren sorgulayan bir tavrı vardır.Tebrik etmek lazım.Ciddi bir okuyucu kitlesi vardır.
Özal,Gökçe,Çiller kimler hayatından geldi geçti.
Sanki “takvimi Vekayi”den beri yazmaktadır inancı hakim oluyor insanda.
Birde minik olmasına rağmen çok iri haberleri getiren kuşu vardır Emin Bey’in.
“Kuşbeyinli “kavramınının istisnası bir kuş.
Bir ömür değişmeyen ısrar adamını tebrik ve takdirlerimizle.