Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesi sadece Türkiye’de değil, dünyada da ilgiyle izleniyor.
Zira bu görüşmenin sonuçları Türkiye’nin sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürmesiyle başlayan krizin çözümüyle sınırlı olmayacak.
Siyasi sonuçları olacak.
“Türkiye Batı İttifakı’ndan kopuyor, ekseni doğuya kayıyor” tartışması yeni değil.
1950’lerde de vardı, 70’lerde de, 90’larda da…
Ve bu tartışmalar hep darbelerle noktalandı.
Deneyimli siyasetçiler bu durumu şöyle özetliyor: “Türkiye, Batı İttifakı’ndan zaten hiç bağımsız olamadı; bağlarını biraz zorladığı anlarda da medya, toplumsal hareketler, terör ve nihayetinde darbeyle ‘hizaya’ getirildi.”
Yakın geçmişe bakınca haksız da görünmüyorlar.
Aslında Türkiye, pergelin sabit ucunun, ‘çıpa’nın Batı’da olmasına itirazı yok.
Sorun olan, diğer ucunun çizeceği daireyi de Batı İttifakı’nın belirliyor olması.
Batı İttifakı, yüz yıl önce bu dairenin sınırlarını İslam coğrafyası ve Sovyetler Birliği olarak belirledi.
Bu, Türkiye’nin kendi sınırları dışına çıkmaması demekti.
Son 10 yıla kadar çıkmadı da.
Ancak;
‘Coğrafya kaderdir.’
Türkiye Batı kadar Doğu’nun da bir parçası.
Tarihi ve kültürel bağlarıyla Güney’in, Afrika’nın da…
Pergelin açısının bu kadar dar tutulması sürdürülebilir değildi.
Türkiye pergeli zorladı, açıyı büyüttü.
Türkiye, Batı İttifakı’na ‘yeni açısını’ kabul ettirmeye çalıştı, ancak kabul görmedi.
Ve ‘hizaya çekme’ operasyonu başladı.
***
Batı, darbe girişimine ‘mırıldanarak’ karşı çıkıyor, asıl “Erdoğan’ın darbeyi bastırmakla elde ettiği güç”ten endişe duyuyor;
FETÖ hala korunuyor;
Erdoğan karşıtı ‘medya manipülasyonu' hala sürüyor.
Yani operasyon henüz bitmedi.
Zira bu propaganda, “Erdoğan devrildiğinde, Türkiye iç savaşa sürüklendiğinde Batı kamuoyu buna hazır olsun, desteklesin” diye yapılıyor.
Tıpkı Mısır’daki gibi.
Türkiye 15 Temmuz’da darbeyi durdurarak, 7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da ve diğer 80 şehirde ‘birliğini’ göstererek Mısır olmayacağını ilan etti.
Ancak Batı’da aynı rüzgar sürdürülüyor.
Türkiye şimdi hem Batı İttifakı’nın ‘şerrinden emin olmak’, hem de ‘tek taraflı yararlanma’politikalarına karşı elini güçlendirmek zorunda.
Rusya ziyareti, Türkiye’nin Doğu ve İslam Dünyası ile dengeyi kurma girişimi olacak.
Tercihen Batı İttifakı’ndan kopmadan…
Zira, bu darbe girişiminin bir hedefi de Türkiye’yi Batı’dan koparıp Rusya-Çin eksenine itmek olabilir.
Ama Türkiye, savrulmayacak kadar büyük bir ülke ve savrulmaya izin vermeyecek kadar deneyimli bir siyasi yapıya ve liderliğe sahip.
Erdoğan, Batı İttifakı’nı Yeni Türkiye’nin yeni konumu konusunda uzlaşmaya zorluyor.
Seçeneklerini ortaya koyarak…
***
KORKUNÇ SENARYO
15 Temmuz darbe girişiminin amacına yönelik dile getirilenler birbirinden korkunç!
- FETÖ’cü bir askeri diktatörlük kurulacak;
- Türkiye, FETÖ elebaşını yönetenlerin güdümüne girecek;
- Yönetilemez bir ülke iç savaşa sürüklenecek;
- Bu fırsatla PKK güneydoğudan, DAEŞ de Hatay-Kilis hattından Türkiye’ye girecek;
- Belki NATO, belki BM üzerinden Türkiye’ye bir ‘uluslar arası müdahale’ ortamı oluşacak…
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un işaret ettiği gibi: “Darbe girişiminin hedefi, Türkiye’yi önce iç savaş sonra dış işgale hazırlamaktı.”
FETÖ’ye bağlı eski yayın organlarına bakıldığında bu senaryonun yıllar öncesinden ‘endişe’ olarak dile getirildiğini görüyoruz.
Ancak bugüne kadar “Ergenekoncular, Balyozcular yapacak, PKK/KCK yapıyor, İran yapıyor”dedikleri her şeyin aslında ‘kendi planları’ olduğunu biliyoruz.
Yakın zamanda hem FETÖ hem PKK’ya yakın ağızlardan ‘temenni’ olarak konuşulduğunu da hatırlıyoruz.
***
Bu ABD’nin senaryosu mu?
Washington şu soruların cevabını vermedikçe ‘evet’ kanaati yerleşiyor:
- Darbe girişimi FETÖ’den geldiği halde ABD’de yaşayan elebaşı neden korunuyor?
- 15 Temmuz gecesi saat 23:15’te Ankara’dan gelen “Darbe girişimi var, sivil yönetime destek verin”talebine neden 3 saat boyunca cevap verilmedi? (Darbe girişimine ilişkin 2 açıklama yapılmasına rağmen.)
- Darbeciler İncirlik’ten tanker uçağı kaldırırken, buradaki ABD’li komutanlar hareketliliği bildirmedi mi?
***
Bir başka soru da NATO’yu ilgilendiriyor.
Halen 9’u general 216 asker firarda. 8’i Yunanistan’dan, Afganistan'da görevli Tümgeneral Cahit Bakır ile Tuğgeneral Şener Topuç Almanya’dan, İncirlik Üs komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van da ABD’den iltica istedi.
Darbenin içinde veya darbeden haberdar olan başkaları da var mı?
Türkiye’ye karşı bir darbe Türkiye’nin uluslararası bağlarından bağımsız gerçekleşemez.
Darbe için Türkiye’deki kritik konumlara sızmış bir örgütün, Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kurumları ihmal ettiği düşünülemez.
Türkiye’nin NATO’da görevli subayları ve sivil temsilcilerinin de gözden geçirilmesi gerekiyor.