Başta CHP’liler olmak üzere AK Parti iktidarına muhalif kesimler, ağır bir ekonomik kriz çıksın diye bekliyorlar.
Ağır bir ekonomik krizin yolunu gözlüyorlar.
Çünkü onlara göre, AK Parti iktidarını ancak 2001’deki gibi ağır bir ekonomik kriz yıkabilir.
Böyle bir ekonomik kriz olmadıkça, AK Parti iktidarının yıkılması mümkün değildir.
AK Parti iktidarını Cumhuriyet mitingleri yıkamadı; Gezi isyanı yıkamadı; 17-25 Aralık Cemaat darbesi yıkamadı; Aydın Doğan medyası yıkamadı.
Geriye tek umut olarak ağır bir ekonomik krizin, şiddetli bir ekonomik depremin gelmesi kaldı.
Ama muhalefetin beklediği ekonomik kriz, ekonomik deprem de bir türlü gelmedi.
Muhalif ne kadar ekonomi profesörü varsa, yıllardır ekonomik kriz geldi gelecek diye felaket tellallığı yaptı; ama o beklenen ekonomik kriz bir türlü gelmedi.
Hatta son açıklanan büyüme rakamlarına göre, Türkiye AB ülkelerinin tamamından fazla büyüdü.
Örneğin AB’nin lokomotifi Almanya yüzde 1,6 büyürken, Türkiye yüzde 4,8 büyüdü.
Bu da başta CHP’liler
olmak üzere AK Parti iktidarına muhalif kesimleri derinden üzdü.
Öyle ya, bekledikleri ekonomik kriz gelmezse, AK Parti iktidardan gitmeyecek.
Peki AK Parti’yi iktidardan götürecek ağır bir ekonomik kriz gelmedi diye üzülenlere sormak gerek.
Ağır bir ekonomik krizin gelmesi ne demek?
Binlerce işyerinin kapanması, on binlerce insanın işsiz kalması ve o insanların ailelerinin perişan olması demek.
Demek ki bunun olması, ne pahasına olursa olsun AK Parti’nin iktidardan gitmesini isteyenleri sevindirecek.
Elbette AK Parti’yi sevmeyebilir, onun iktidardan gitmesini isteyebilirsiniz.
AK Parti’nin yerine CHP’nin gelmesini arzulayabilirsiniz.
Ama bunu ancak halkın arasında yaşayarak, halkın gönlünü kazanarak gerçekleştirebilirsiniz.
Peki ama siz nerdesiniz?
Halkın yoğun olarak yaşadığı varoşlarda, işçilerin, yoksulların mahallelerinde hiç göremiyoruz sizi.
Hep kentlerin zengin semtlerinde görüyoruz sizi.
İşçilerin, yoksulların yaşadığı mahallelerin, varoşların yolunu bilmiyorsunuz belli ki.
İsterseniz gelin avucumun içi gibi bildiğim işçilerin, yoksulların mahallelerine, varoşlara gitmeniz için size rehberlik edeyim.
Belki okuduğunuz köşe yazarları, size yoksul mahallelerde, varoşlarda yaşayanları “kıllı ayılar” diye tanıttı ama korkmayın yemezler sizi.
Hatta onlara tepeden bakmaz, küçümsemezseniz, sevebilirler bile sizi.
Hele de 1970’lerde CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in konuştuğu gibi halkçı bir dille onlarla konuşursanız, iktidar bile yapabilirler sizi.
İktidara gelmek için ekonomik krizin gelmesini beklemeyin.
Zahmet olmazsa, iktidara gelmek için varoşlara, halka gidin.
Yoksa kentlerin zengin semtlerinde oturup da iktidara gelmeyi daha çok beklersiniz.