Türkiye, yine, tartışma gündemi olarak çok içe kapalı bir manzara arz etmeye başladı.
Oysa küresel krizle birlikte dünyada, Avrupa’da çok ilginç tartışmalar da yaşanıyor.
Üstelik bu tartışmaların büyük bir bölümü bizi doğrudan ilgilendiriyor, daha doğrusu ilgilendirmek zorunda.
Malum, Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir sosyalist, François Hollande kazandı ve yeni sosyalist Cumhurbaşkanı ekonomik krizle mücadele edebilmek için ulusal ve Avrupa çapında yeni önlemleri devreye sokmaya çalışıyor.
Fransa’nın ve başka AB ülkelerinin en önemli meselelerinin başında da bütçe meselesi, bütçe açıklarını makul bir sürede milli gelirin yüzde üçüne çekebilme meselesi geliyor.
Küresel kriz, iç talebin canlılığına duyulan ihtiyaç kamu harcamalarında büyük kesintilere olanak vermeyince iş vergi toplamaya kalıyor.
Ve bu aşamada da Fransa ilginç bir gelir vergisi tarifesi yapıyor, marjinal (en yüksek gelir dilimine uygulanan) gelir vergisi oranını, senelik kişisel gelir vergisi matrahı bir milyon avronun üzerinde olanlar için yüzde yetmişbeşe (%75) çekiyor.
Ve Fransa’da yer yerinden oynuyor; düşünebiliyor musunuz, vergi matrahınız on milyon avro, bu paranızın yedi buçuk milyon avrosunu devlete vergi olarak vereceksiniz.
Bana hiç de mantıklı, kısa vadede bile sürdürülebilir bir iş gibi gelmiyor ama François Hollande ve bakanları bu oranda, yüzde 75’de ısrarlılar.
Çok yakın vadede yüksek gelir dilimlerine benzer gelir vergisi oranları uygulamak isteyen başka Avrupa ülkeleri de çıkabilir.
Fransa’nın son günlerde en çok konuştuğu konulardan biri de bu oran ve bu oran yüzünden Belçika vatandaşlığına geçmek isteyen Bernard Arnault; Bernard Arnault isimli kişi öyle sıradan bir vatandaş pek değil, ünlü Louis Vuitton firmasının, bu ultra lüks markasının sahibi, bir rivayete göre Fransa’nın kişisel serveti en büyük kişisi.
Bizde de Suadiye’de son açılan çok büyük bir Louis Vuitton mağazası var, Avrupa’da bile, Paris dışında, bu kadar büyük bir Louis Vuitton mağazası var mı, emin değilim.
Fransa’da başta hükümet yetkilileri olmak üzere fransız olan Bay Arnault’nun (Louis Vuitton) Belçika vatandaşlığını da alarak çifte vatandaşlık üzerinden vergi matrahının önemli bir bölümünü Belçika’ya yani vergi oranlarının şimdilik daha düşük olduğu bir ülkeye taşımasının “vatanseverlikle” uyuşmayacağını yüksek sesle söylüyorlar.
Ekonomik konularda vatanseverlik söylemine girdiğiniz andan itibaren davayı kaybediyorsunuz demektir, bu bir.
Bu Louis Vuitton meselesi AB içinde de hala tam bir tek pazarın kurulamadığının işareti; vergi uyumlaştırılması sürecinde gelir vergisinde ulus devletlere büyük bir manevra alanı saklanmış olmasının faturası şimdi bu konuda ulusalcı takılmak isteyenlerin önüne geliyor, bu da iki.
Üçüncü ve en çok önemsediğim mesele bu süreçte Türkiye’nin alabileceği pozisyonlar; önümüzdeki dönemde, kısa ve orta vade diyebiliriz, Türkiye’nin hem yabancı yatırıma ama en az bunun kadar vergi matrahına da ihtiyacı var.
Türkiye, acaba Louis Vuitton-Belçika örneğinde olduğu gibi, cazip vergi düzenlemeleri sunarak yabancı vergi matrahı çekemez mi? Bu sadece yabancı sermaye çekme meselesi de değil; sanatçılar, futbolcular dahi bu kavramın içinde.
Avrupa’da vergi matrahı en kıt kaynak olma yolunda; Türkiye, AB vergi uyumlaştırmasının şimdilik dışında kaldığına göre kısa vadede sayıları azımsanmayacak düzeyde Avrupa vergi matrahını yerelleştiremez mi?
Bunun için her şeyden önce bir vizyon şart ama aynı zamanda bu fırsatı da aşırı bürokratik ve karmaşık vergi hukukumuzu sadeleştirmek, rekabetçi kılmak için kullanamaz mıyız?
Lütfen kimse bu söylediklerimden Türkiye’yi bir vergi cennetine dönüştürme arayışı sonucu çıkarmasın; ancak, önümüzdeki dönemde akışkan küresel, Avrupa vergi matrahları üzerinden bir rekabet yaşanacağı kesin, bizler de bu konuda biraz kafa yorabiliriz, muradım sadece bu.
ANCAK, aynen yabancı sermaye çekebilme meselesi gibi, vergi matrahı çekebilmek de Türkiye’nin eksiksiz bir hukuk devleti, İstanbul’un da her şeyiyle bir dünya şehri, mesela elektrik kesintisi kavramını unutmuş bir şehir olmasından geçiyor, bunları da asla unutmayalım.
twitter.com/KarakasEser