Başbakan ilk defa bu kadar net açıkladı; “Avrupa artık işi uzatmasın, bizi istemediğini ve bunun gerçek sebebini ortaya koysun. Şangay ortaklığına katılmak için Putin’e net olarak söyledim, aldıkları anda katılırız!”
Sevgili dostlar, bir Türk vatandaşı olarak, bir Türk Başbakanı ağzıyla bu sözleri duyacağımı 10 sene önce söyleselerdi inanmaz, “rüya mı görüyorum, Türkiye nasıl AB batağından kendini kurtarabilir” derdim! Bugün artık rüya değil, ülkem AB’den daha iyi şartlara sahip, ülkemin başına AB çorabı ören “medya teşkilatı” darmadağın ve en önemlisi ÜLKEM, BAĞIMSIZ, KENDİ KARARINI VEREBİLEN bir yapıya kavuştu...
Bu sözleri duyduğum özellikle bu kadar net ortaya konduğu dakikadan itibaren; kendim, çocuğum, torunum adına çok daha umutluyum. Bu topraklar 1850’lerden sonra içine düştüğü “batı hayranlığı-batı sömürüsü” döngüsünden kurtulmak, kendi geleceğini çizmek için yola çıkmış durumda ve bundan sonrası yaratılan BİLİNÇ ile çok daha hızlı ve kolay olacak.
Sonuç: 1980 darbesi sonrası ve özellikle 28 Şubat süreci ile “Türkiye’nin geçmişi ile bağlarını koparma” ve AB algılaması adı altında BATI EMPERYALİZM’ine teslim edilme süreci hızlandı.
2001 krizi bu sürecin “zirve noktasıydı” ve bu kriz çıkmadan önce-sonrasında “yerleşik medya” teslim alınma şartlarını içeride “dikta etmeye” ve “kamuoyunu alıştırmaya” başlamıştı. 2003 yılından itibaren bu yapı kırılma yoluna girdi ve 2003-2013 arasında Türkiye TAM BAĞIMSIZ olma yolunda çok büyük yol aldı. 2013 yılının ilk ayında şimdi çok daha net idrak ediyoruz ki; her türlü senaryonun sorgulanabileceği yeni bir yola giriyoruz. Bu 10 yıllık bir yol ve ilk hedefimiz 2023...
Son söz: Türkiye’yi AB ve IMF çıpasına “medya silahı zoruyla” bağlayan YERLEŞİK YAPI, biz kıpırdayamazken içimizi boşalttı-kaynaklarımızı transfer etti. 10 yıllık bu yapıdan kurtulma döneminde Türkiye önüne bakmayı ve “yeniyi-doğruyu” sorgulamayı öğrendi. Cuma akşamı Başbakan Erdoğan’ın açıklaması yeni bir BAŞLANGIÇ ve Türk Halkının da bu YENİ ALGILAMAYA göre zihnini “şartlanmalardan” kurtararak ileriye bakmayı denemesi, sınırları zorlaması gerekli...
Şangay Projesi, AB’den çok büyük
İçeride kalan “kırıntılar” hemen şunu söyleyecekler; AB ile kıyaslanır mı, AB bir demokrasi projesi...
Sevgili dostlar, Şangay denklemi, AB ile kıyaslandığında “yeraltı kaynakları, gelişme potansiyeli, askeri-nükleer gücü, üretim kapasitesi, bilim-teknoloji kapasitesi” ve en önemlisi de “MANEVİ DİNAMİKLER” açısından AB’ye tabiri caizse “10 çeker”!
Daha açık yazayım; biri denenen-olmayan ve yok olmaya giden bir yapılanma, diğeri YENİ DÜNYA DÜZENİ içindeki “en büyük oyuncu adaylarından biri”!
Sonuç: Türkiye, “esaretten kurtuluş” ve geleceğini özgürce sorgulama-kurgulama özgürlüğünün değerini bil ve her seviyede bu atağa katıl! GELECEK BİZİM! Yeter ki; kurtulduğumuz esaret ağına asla ve asla yeniden düşmeyelim hatta yanından bile geçmeyelim...