Geçtiğimiz Çarşamba günü SE-YAP’ta (Sinema Eseri Yapımcıları Birliği) Ekonomi Bakanlığı, Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü daire başkanı Özge Dumlupınar tarafından çok evsaflı bir sunum yapıldı. Sinemamızın ve filmlerimizin yurtdışında tanıtımını ve pazarlamasını teşvik amacıyla oluşturulan maddi desteğin ayrıntıları ilgililerin bilgisine sunuldu. Yakın zamana kadar devletin bu yöndeki desteklerinin hayal bile edilemeyeceği bir dönemden bugünlere gelinmesi hakikaten çok hayrete şayan bir durum olarak değerlendirilebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın film yapım desteğinden sonra, filmlerin yurtdışında pazarlanmasına ilişkin böyle bir desteğin bir diğer bakanlık tarafından temin edilmesi, sinemamızın yurtdışına açılmasında önemli rol oynayacağa benziyor. Sinema, bir yanıyla aslında ticari bir faaliyet de olduğundan, bakanlığın başlattığı bu destek “döviz kazandırıcı hizmet ticareti” olarak telakki ediliyor. Destek programlarına baktığımızda da, telaffuz edilen miktarların ciddi yekunlar tuttuğunu görüyoruz.
***
Desteklenecek faaliyetler, “pazara giriş desteği”, “yurtdışı tanıtım desteği” ve “ticaret ve alım heyeti desteği” şeklinde karşımıza çıkıyor. Biraz bu başlıkları açacak olursak, pazar araştırmasında hazırlanacak rapor için %60 oranında ve en fazla 100 bin dolara kadar, filmin yurtdışında pazarlamasına ilişkin pazara giriş giderleri için %50 oranında (belgesel filmlerde %70) yine 100 bin dolara kadar, yurtdışı tanıtımı için %50 oranında ve 300 bin dolara kadar, arama motorları ve arama ağı reklamları da dahil olmak üzere %50 oranında ve 100 bin dolara kadar, bir filmin içinde yapılan reklam ve sponsorluk için %50 oranında ve 100 bin dolara kadar, yurtdışından gelecek ticaret ve alım heyetleri içinse %70 oranında ve 150 bin dolara kadar bir destekler demeti mümkün olabilecektir.
Yapımcı şirketler bu dışa açılma faaliyetlerinde bazı kuruluşlarla işbirliğine gidebilirler. Bu kuruluşlar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), İhracatçılar Birliği, Ticaret ve Sanayi Odaları, sektör dernek ve birlikleri şeklinde sıralanıyor. Bu kuruluşlar da yukarıda zikredilen faaliyetlerde hatırı sayılır paylar alıyorlar. Verilen destekler arasında mesela, pazara giriş giderleri arasında dublaj ve altyazı masrafları, filmin gösterime gireceği ülke için hazırlanmış afiş ve basılı malzeme masrafları, DVD hazırlık giderleri ve görsel, yazılı ve işitsel medyayla internette yapılan reklam giderleri bulunuyor. Yurtdışı tanıtım desteği ise fuar, festival ve film marketlerindeki katılım ve sponsorluk giderleri, tercüman masrafları, katılınan yerlerdeki kira tutarları, her türlü medya ortamında yapılan reklam giderleri, halkla ilişkiler ve danışmanlık giderleri ve katalog, broşür ve tanıtım malzemeleri giderlerini kapsıyor.
Film yapımı ve yurtdışı pazarlaması süreçlerinin devlet bünyesindeki bakanlıklar tarafından desteklenmesi, aslında yıllardır tartışılan devletin sinemaya vereceği desteğin en nihayette bir bakıma gerçekleşmesi anlamına geliyor. Diğer bir deyişle, bir anlamda ticari boyutunun kısmen de olsa çözülmesi sayılabilecek uygulamalar ortaya konmuş oluyor. Ancak nitel çerçevede de sinemamızı ortaya koyan senarist ve yönetmenlerden estetik ve moral manada bir atılım beklemek, seyircinin ve insanlık bilincinin doğal bir hakkıdır diye düşünüyoruz.