CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun belirlediği, MHP lideri Bahçeli’nin de uygun gördüğü cumhurbaşkanı adayının kimliği AK Parti açısından değil CHP açısından problem teşkil ediyor. Bu çok tuhaf bir ironi...
Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bilimsel kariyerine, diplomatik maharetlerine ve kişisel saygınlığına itiraz eden yok. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenebilecek donanıma sahip olup olmadığı da tartışma konusu değil. Dikkat ederseniz bütün tartışma CHP adayının “sosyal kimliği” ve “kültürel kökeni” üzerinden yürütülüyor.
Bununla bağlantılı olarak da CHP’nin Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi bir çeşit iflas ilanı olarak değerlendiriliyor. Çünkü “Ekmel Bey” hem aile kökeni hem de kişisel kariyeri ve eğilimleri bakımından CHP çizgisiyle bağdaştırılması düşünülemeyecek bir isim. Babası tek parti uygulamalarına tepki göstererek Türkiye’yi terk etmiş bir İslamcı. Yozgatlı İhsan Efendi... Kayınpederi deseniz, CHP çizgisine muhalefetin odağı olagelmiş Türk Ocakları eski başkanlarından Prof. Emin Bilgiç.
Zaten aile kökenleri bir tarafa, kendisi kişisel dünyası itibarıyla da milliyetçi, muhafazakâr, mütedeyyin bir insan... Bu bakımdan, sözgelimi AK Parti’nin adayı olsa asla yadırganmayacak bir isim... Buna mukabil CHP’nin ideolojik çizgisiyle de, tarihi kökleriyle de, bugünkü yönelimleriyle de uzaktan yakından ilgisi yok. Bu partinin ne Atatürkçülük, ne ulusalcılık, ne de laiklik anlayışıyla bağdaşacak bir çizgisi var. Ama zaten bu özellikleri itibarıyla, yani muhafazakâr kimliği dolayısıyla AK Parti’nin adayına rakip olabilir ve “halktan oy alabilir” diye tercih edilmiş biri. Garip ama gerçek: CHP’li olmadığı için CHP adayı yapıldı Ekmeleddin Bey.
Esas itibarıyla CHP bu kararla “kendi ideolojik çizgimi bu halka kabul ettiremiyorum, bu ideolojik çizgiden birini de aday olarak ileri süremiyorum” demiş oldu. CHP’li dostlarımız hiç kusura bakmasınlar, kendi ideolojik çizgisinin doğruluğunu ve vazgeçilemezliğini savunamayan bir siyasi parti var karşımızda.
Diğer yandan, CHP kendi içinden ve kendi ideolojisini taşıyan bir aday çıkaramamış olmasından dolayı kendi tabanında oluşan rahatsızlıkla da uğraşmak durumunda. Bunun için halkla ilişkiler çalışmaları başladı bile. Mesela Cumhuriyet gazetesi Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ile röportaj yapıyor, gazete manşetinde CHP adayının Atatürk’le ilgili “olumlu” sözleri parti tabanına aktarılıyor.
İhsanoğlu’nun “Atatürk meselesi” hakkında söyledikleri şunlar: “Türkiye’de Atatürk meselesi gündeme geldiğinde yapılan şu: Bir kesim onu yargılıyor ve tamamen reddediyor. Bir kesim ise yarı Tanrı misali kutsuyor. Ne kutsamalı ne de reddetmeliyiz. Türkiye’nin bu tartışmaları çoktan aşmış olması lazım. Cumhuriyet’in 100. yılında tarihimizi objektif ve rasyonel olarak ele alabilmeliyiz.”
Aklı başında her insanın altına imza atabileceği bu sözlerin CHP’nin veya Kemalizmin Atatürk anlayışıyla pek ilgisinin olmadığı belli. Keza İhsanoğlu’nun laikliğin gerekli olduğuna ilişkin sözleri de klasik CHP zihniyetini tatmin edecek keskinlikte değil.
Dolayısıyla CHP’nin bir önceki genel başkanı Deniz Baykal’ın Çankaya için partisi tarafından İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi konusunda “Siyasal İslamcı adaydan kaynaklı rahatsızlığı anlıyorum” şeklindeki açıklaması yeterince anlamlı.
Ekmel Bey istediği kadar Cumhuriyet gazetesine mülakat versin, laikliğin ve Atatürk’ün önemini anlatsın... Sözcü gazetesi “eşinin başı açık” diye manşet atsın... Klasik CHP’lilerin gözünde daima “siyasal İslamcı”dır...