Osteoartrit (eklem kireçlenmesi) en sık görülen eklem hastalığı olarak önemli bir sağlık sorunu. Radyolojik incelemelerde 65 yaş üzeri fertlerin önemli bir kısmında, 75 yaş üzeri fertlerin ise yüzde 80’inde çeşitli derecelerde osteoartrit gelişimi tespit edilmiştir. Bu sağlık problemi eklemlerde kıkırdağının yapısının bozulması, aşınması, incelmesi ve hatta kaybına yol açar. Ayrıca kıkırdağının altındaki kemik dokusunda da değişiklikler sonucu kemikte büyümeler ve eklem kenarında çıkıntılar gelişir. Bütün bu dejeneratif değişiklikler sonucu eklemlerin normal yapısı bozularak hareketlerde kısıtlanmaya ve ağrıya neden olur.
Bu hastalığın tedavisinde maalesef etkin ajanlar henüz bulunmuyor. Hastanın şikayetlerinin ağrı kesici ve yangı giderici ilaçlarla hafifletilmesine çalışılırken, eklemlerdeki hasarın ilerleyişinin yavaşlatılması için de glukozamin, kondroitin, hiyalüronik asit gibi destekleyici doğal kaynaklı ürünlerden yararlanılıyor. Ancak bu uygulamalarda en önemli sorun ağrı kesici ve yangı-giderici ilaçların sürekli kullanılmasıyla hastalarda bir-üç ay gibi bir süre içerisinde ortaya çıkabilen mide-bağırsak şikayetleri.
UYGULAMA DÖRT HAFTA SÜRÜYOR
Osteoartrit hastalarında yararlı olabilecek daha güvenilir doğal ağrı kesici ve yangı giderici seçeneklerden yazılarımda ara sıra bahsederim. Bu konuda etkinliği bilinen bitkilerden biri de zencefil kökü. Zencefil özütü taşıyan bir formülasyonla yürütülen ve yeni yayımlanan bir klinik çalışmanın sonuçlarından söz etmek istiyorum.
Yapılan ön muayene sonucu seçilen 43 gönüllü osteoartrit hastasından 21’ine özel bir zencefil özütü taşıyan ürün (günde 340 miligram), 22’sine ise yangı giderici bir ilaç olan diklofenak (100 miligram) veriliyor. Uygulamada kullanılan zencefil özütünün dört gram kökten elde edilen 200 miligram standart özüt taşıdığı bildiriliyor. Her iki grup hastaya ayrıca deney süresince 1000 miligram glukozamin veriliyor. Uygulama dört hafta sürdürülüyor. Çalışmanın başlangıcı, yedi, 14, 28 gün ve altı ay sonunda yapılan tetkiklerle uygulamanın etkinlik değerlendirilmesi yapılıyor.
Etkinlik değerlendirilmesi hem hastaya uygulanan anket (VAS) hem de endoskopiyle mide ve duodenumdaki olumsuz gelişmelerin tespiti, biyopsiyle alınan mide mukozası örneklerinde prostaglandinlerin tespiti ve biyokimyasal (serum gastrin-17 seviyesi) analizlerin sonuçlarına göre yapılıyor.
MİDE ASİDİNİ ARTIRMIŞ AMA...
Her iki grup hastada da hem durma ve hem de hareket halinde ağrı şikayetlerinde yüzde 60-70 arası bir azalma sağlandığı ve etkinliğin altı ay kadar sürdürülebildiği bildiriliyor. Ancak diklofenak grubunda yapılan incelemede mide mukozasında belirgin bir dejenerasyon (endoskopi ve prostaglandin seviyesinde azalma) ve buna bağlı olarak mide şikayetlerinde belirgin bir artış tespit edilmiş. Zencefil grubunda ise mide mukozasında herhangi bir olumsuz gelişme gözlenmezken, mide mukozasında prostaglandin seviyesinin arttığı bildirilmektedir. Ancak zencefilin muhtemelen mide asidini artırıcı etkisi nedeniyle iki hastada gastrik reflü şikayeti nedeniyle uygulama durdurulmuştur. Daha önce deney hayvanları üzerinde yürütülen bir çalışmada da zencefil kökünün ülseri önlediği yönünde bulgular yayımlanmıştı.
Sonuçta zencefil özütünün osteoartrit hastalarında şikayetlerin hafifletilmesinde sentetik yangı giderici ilaçlar kadar etkili olduğu, buna karşılık mide ve bağırsaklarda herhangi bir olumsuz gelişmeye yol açmadığı görülmektedir.