2015 Bütçe Gerekçesi Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün sitesine kondu (www.bumko.gov.tr).
Bütçe Gerekçesi sayesinde kamu gider ve gelirleri hakkında bütçe daha kanunlaşmadan detaylı bir bilgiye sahibi olabiliyoruz.
Pazar günleri eğitim yazıları yazdığım için bugünkü yazımda da 2015 Mali Yılı eğitim harcamaları üzerine bir yorum yazmak istiyorum ama yazacaklarım çok büyük ölçüde tüm harcama türleri için geçerli.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi, bütçe kalemleri içinde, transfer harcamaları dışında en büyük yeri oluşturuyor; zaten, MEB bütçesi ile transfer harcamalarını karşılaştırmak da teknik anlamda çok doğru değil.
Ancak, MEB bütçesi de bir dizi nedenden eğitim harcamaları hakkında çok net bilgi vermiyor.
Özel eğitim harcamalarını da bu büyüklüğe katmadan ülkenin eğitime ne kadar kaynak aktardığını analiz etmek doğru değil, özel eğitim harcamaları da doğal olarak MEB bütçesi içinde görülmüyor.
Mesele sadece özel harcamalar da değil, başka bakanlıkların, başka kamu birimlerinin de kendi içlerinde gerçekleştirdiği eğitim harcamaları var, bunların da detaylarını çok iyi göremediğimizden devletin yaptığı toplam eğitim harcamaları hakkında çok net bir bilgi elde edemiyoruz.
Bu doğrultuda çalışmalar var ama sonuçların çok tatmin edici olmadığı da biliniyor.
Özel eğitim harcamalarının bir bölümünün de kayıt dışı olma ihtimalini de ihmal etmemek lazım.
Tüm bu faktörleri bir araya getirdiğinizde Türkiye’nin eğitime ne kadar kaynak aktardığı sorusunun yanıtı çok net bir biçimde verilemiyor doğrusu.
Ancak, meselenin başka bir boyutu daha da var; ve bu boyut maalesef çok az tartışılıyor.
Eğitime ve başka alanlara paralar harcanıyor ama bu kamu parasının karşılığı bu hizmetlerle ne kadar veriliyor, bu hiç belli değil.
Belli olmamasından öte, bu meseleyi hiç tartışmıyoruz.
Geçtiğimiz on yıllar içinde bütçe tekniklerinde görünürde verimliliği, performansı ölçecek, ölçmesi gereken yöntemler geliştirildi ama bir maliye dalı öğretim üyesi olarak bu yöntemlerin, gelişmelerin, yeniliklerin çok da işe yaramadığını söylemem mümkün.
Kamu harcamalarında bir dizi nedenden, bunların bir bölümü gerçekten çok temelli nedenler, verimlilik, performans ölçümü yapılamıyor.
Yapılamadığı ölçüde de harcamaları, mesela eğitim, mesela savunma harcamalarını bütçe büyüklükleri üzerinden tartışmak anlamını yitirebiliyor.
2015 Bütçe Gerekçesinde tüm devlet üniversitelerinin 2015 başlangıç ödenek tekliflerini görüyoruz.
Ancak, bu üniversitelerde yürütülen eğitim, öğretim, araştırma faaliyetlerinin bu üniversitelere ayrılan kamu parasının gerektirdiği performans düzeylerini yakalayabiliyor mu, bu sorunun yanıtı belli değil.
Bu mantık başta savunma harcamaları olmak üzere tüm kamu harcamaları için geçerli büyük bir ölçüde.
Öğrencilerimiz, çocuklarımız liselerde senelerce ingilizce dersi alıyorlar, MEB kitaplar dağıtıyor, ingilizce öğretmenleri az da olsa devletten maaş alıyorlar, çocuklar derslere geliyorlar, sınavlar yapılıyor senelerce ama sonuç olarak kimse bir yabancı ülkede sokakta adres soracak, söyleneni de anlayacak kadar ingilizce öğrenemiyor.
TSK’nın yani MSB’nin asli görevi sınırlarımızı korumak ama binlerce silahlı insan senelerdir bir giriyorlar, bir çıkıyorlar, gören de dağ yürüyüş sporu yapıyorlar sanır.
Hepimize düşen en önemli yurttaşlık görevlerinden biri kamu harcamalarının verimliliği konusunda kafa yormak.
Sayıştay’ın görev tanımı da bu doğrultuda yeniden çok net tanımlanmalı; bu iş siyasi otoriteyi, TBMM’yi ilgilendirir diye işin içinden sıyrılmamak lazım.