Ebola virüsünden korunmada en önemli unsur, bağışıklık sisteminin güçlü olması. Klinik deneylere göre de virüse karşı geliştirilen aşı yakında çıkıyor.
Bizim için ne kadar da sıradandı 23 Mart 2014 pazar günü... Her pazar yaşadığımızdan çok da farklı geçmemişti ama dünyada öyle bir iz bıraktı ki üzerinden o kadar geçmiş olmasına rağmen etkileri artarak devam ediyor. Dünyanın alarma geçtiği Ebola virüsünden bahsediyorum. Herkes tetikte, hiçbir vaka tespit edilmemiş olmasına rağmen Türkiye’deki hastanelere bile her gün yüzlerce insan Ebola virüsü şüphesiyle başvuruyor. Çaresi bulununcaya kadar da insanlardaki bu panik ve endişe hali devam edecek gibi...
Dünya bu virüsle 90’larda tanışmıştı aslında. Afrika’daki Ebola Nehri yakınında ortaya çıkmış, oradaki bir köyün yok olmasına neden olmuştu. Şimdi yeniden dünyayı tehdit ediyor. Zira resmi kaynaklara göre, 23 Mart’ta Nijerya’da yeniden görülen bu virüsle eylül sonuna kadar geçen altı aylık dönemde 5 bin 843 Ebola vakası tespit edildi. Onlar arasında 2 bin 803 kişi altı ay içinde hayatını kaybetti.
AŞISI ARALIK AYINDA HAZIR
Dünya Sağlık Örgütü, bu ölümcül virüse karşı aşı üretmenin yollarını arıyor bu günlerde. Son altı aylık dönemde yapılan çalışmaları değerlendirmek için geçtiğimiz haftalarda bir toplantı da yapıldı. 24 Ekim’de Cenova’da düzenlenen zirvede, Dünya Sağlık Örgütü ile ilaç endüstrisi liderleri görüştü. Yapılan aşı çalışmalarının hangi aşamaya geldiği, aşı üretildikten sonra dünyadaki diğer ülkelerin bu aşıyı nasıl temin edebileceği konuşuldu. Pek çok gelişmiş ülkenin ve büyük organizasyonun desteklediği bu çalışmalarla en kısa sürede Ebola virüsünün tedavisinin bulunacağı öngörülüyor. Hatta zirvenin sonuçlarına göre şu an yapılan klinik deneyler, aşının önümüzdeki aralık ayında hazır olacağını gösteriyor. Ama tabii yaygın kullanımının başlaması 2015’i bulacaktır.
Her virüste olduğu gibi bu ölümcül virüste de en önemli şey bağışıklık sistemi. Virüsü kapan herkesin hastalığının aynı şekilde seyretmiyor oluşunun sebebi bağışıklık sistemlerinin kişiden kişiye göre değişmesi. İlk şart bağışıklık sistemimizin güçlü olması ve virüslerle savaşabiliyor olması gerekiyor. Hastalığın belirtileri pek de ayırt edici değil aslında. Pek çok hastalıkta olduğu gibi Ebola virüsü vücut bağışıklığını çökerttiğinde, halsizlik, yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı, kusma, ishal, kan pıhtılaşması sorunları, karaciğer ve böbrek yetmezliği, mide ağrısı ve iştahsızlık gibi belirtiler görülüyor.
AFRİKA’YA SEYAHATLERİ ERTELEYİN
Virüsün şu an Türkiye’de ortaya çıkma olasılığı düşük. Fakat bu, rahat olmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Her ihtimale karşı tedbirli olmak gerektiği kanısındayım. Seyahatlerimiz sırasında ya da Türkiye’ye gelen turistler aracılığıyla taşınabilme riski az da olsa bulunuyor. Dolayısıyla bilinçlenmek ve ne yapmamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Tüm virüslerde olduğu gibi bu virüs için de hijyene dikkat etmek, tanımadığınız kişilerle yakın temastan kaçınmak gerekiyor. Özellikle seyahat edeceklerin dikkat etmeleri, hatta yolu bu aralar Afrika’dan geçecek olanların, belki de programlarını erteleyip seyahatlerini daha sonraya bırakmaları gerekiyor, tedbiri elden bırakmamak adına...