Yazının başlığını Nazife Şişman hanımdan ödünç aldım. Genç Dergisi’nin Ağustos sayısında kuşaklar arası farklılıklar bağlamında Nazife hanımla bir söyleşi yapılmış. O söyleşinin başlığıydı ‘Ebeveynler ve çocuklar aynı dünyada yaşamıyor!’
Söyleşi gençlik üzerine yapılmış.
‘Anne babalarla çocukların veya büyüklerle yeni kuşakların aynı dünyada yaşamıyorlar’ tespiti ve aynı dünyalarda yaşamıyor olmalarının sonuçları bence bugün en önemli sorunlarımızdan birini teşkil ediyor.
***
Dijital çağın sorunu sadece kuşaklar arasındaki kopukluktan ibaret değil. Aynı kuşağın insanları hatta aynı ailenin fertleri de ayrı dünyalarda yaşıyorlar.
Eskiden televizyon bizi esir alıyor diye yakınırdık şimdi ise aynı salonda oturan söz gelimi 5 kişilik aile efradı hem bir aradalar hem de ayrı dünyadalar! Bedenleri bir arada ama zihinleri ellerindeki akıllı telefon veya tabletlerin götürdüğü dünyadalar!
Dijital çağa doğan yeni kuşaklar ise akıllı telefonun içinde kaybolmuş durumdalar.
Çocukları artık ana baba eğitmiyor ellerindeki tablet veya akıllı telefon eğitiyor!
Akıllı telefon programlarına, oyunlarına, videolarına ve benzer uygulamalara kim hâkimse yeni kuşakları onlar yönlendiriyor.
Çocuğun zevkleri de fikirleri de davranışları da siyasi düşüncesi de sanal dünya tarafından belirleniyor.
***
Diktatörlere karşı başlayan silkiniş hareketi olan Arap Baharı unutmayalım internet sayesinde süratle yayıldı.
Yine unutmayalım ki Binali Yıldırım gibi donanımlı bir adayın karşısında küçük bir ilçenin sıradan bir belediye başkanı da sanal dünya sayesinde seçim kazandı.
Binali bey kendisini anlatamazken diğeri sanal dünyaya yüz milyonluk masraf yaparak öyle bir algı oluşturdu ki sonuç ortada.
Çünkü artık dünyamıza toplantılar, mitingler, kâğıda basılmış gazeteler, dergiler ve afişler değil dijital ortamdaki doğru mu yanlış mı olduğu bile bilinmeyen bilgiler ve belgeler hükmediyor!
***
Meselenin siyasi boyutu önemli ama daha da önemlisi yeni kuşakların etkisi altında kaldığı kültürdür.
Dijital dünyaya ne İslam kültürü hâkim ne de Türk kültürü.Helal haram tanımayan emperyalist batı kültürü hâkim.
Dinimize ve kültürümüze taban tabana zıt olan kimi fikirler, alışkanlıklar, eğilimler yeni kuşaklara sıradan şeylermiş gibi zerk ediliyor. Onun için çocuklar anne babalarının dünyasında yaşamıyorlar!
Yeni kuşaklarımız dijital âlemin işgali altında büyüyorlar. Onları o dünyadan çekip almak da mümkün değil.
Geriye tek yol kalıyor onların dünyasına girmek.
***
Evet artık en büyük yatırım dijital dünyaya yapılmalı ve o dünyada etkin olacak program oyun yarışma video ve benzeri unsurlara milli kültürümüzü egemen kılmalıyız.
Yasaklarla bir yere varamayız. Yeni kuşakların tercih edeceği kalitede en iyi materyali üretip sunmalıyız.
Bu sadece bizim sorunumuz da değil. Emperyalizme karşı direnmenin gereğine inanan herkesin sorunudur.
Özellikle deMüslümanların sorunudur. Dijital dünyaya girip yeni nesilleri etkileyemeyen Müslümanların da milletlerin de geleceği yoktur.
***
Hükümetimiz, teknoloji ve internetin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımının sağlanması, aşırı ve zararlı kullanımının önlenmesine yönelik toplumsal bilinci artırıcı çalışmaların yapılacağına dair 5 yıllık bir plan yapıyor, bu konuda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "İnternetin ve sosyal medyanın bilinçli kullanımına dönük, başta çocuk ve gençlere yönelik eğitim programları oluşturulacak. Riskli internet oyunlarına eğilimi olanların erken tespit edilmesi ve bu sayede önlem alınması sağlanacak. Bu konudaki bilimsel çalışmalar desteklenecek." açıklaması da yaptı, ancak bürokrasinin hantallığı göz önünde bulundurularak, özel sektörün ve sivil toplum örgütlerinin bu gerçeği görüp yeni hedefler belirlemeleri gerekir diye düşünüyorum.
Ha onu da hatırlatayım 2023 seçimlerini de sanal dünyada kim daha etkin olursa o kazanacaktır!