Bazı insanlar girdikleri ruh hali içinde kuyuya girer, girdaba kapılır gibi kolay çıkamaz iken; bazı insanlar aynı meselede kuyuya değil de çukura girmiş, girdaba değil de hafif bir akıntıya denk gelmiş gibi bulundukları ruh halinden kolay çıkabilirler. Bu basit gibi görünen mizaç özelliği kişinin ruh halini ve başkaları ile ilişkisini önemli derece etkileyebilir.
Duygusal girdaba girme hali kafaya takılan düşüncelerden farklıdır. Kafaya takmada ağırlıklı olan takıntılı düşünceler iken (ruminasyon) burada bir duygusal içe çekilme baskındır. Duygusal kırılma hali ön plandadır. Düşünsel kafaya takmanın duygu üzerinden yaşananı küsme daha büyük olaylarda ise kırılmadır.
Öfkeye maruz kalmaya karşı duygusal içe çekilme
Duygusal içe çekilme, öfke parlaması yaşayıp hızla normale dönenler ile öfke patlamasına maruz kalıp oradan kolay çıkamayanlar ikileminde belirgin yaşanır. Bu hal klinikte genellikle şöyle anlatılır: “Eşim aniden sinirlenip parlıyor. Kırıcı sözler söyleyip hoş olmayan şeyler yapıyor. Kısa zamanda da normale dönüyor. Hemen özür dileyip, barışmak, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek istiyor. Ben bu durumda hemen normale dönemiyorum. İçimde fırtınalar kopuyor. Normale dönmem zaman alıyor.” Bu iki farklı mizaç özelliği farkına varıp, kabul edilip, yönetilemezse eşler arasında tekrarlayıcı soruna yol açabilir.
Küsmenin duygusal girdabı
Duygusal girdaba kapılmak küsme meselesinde de belirleyici. Aynı olayda uzlaşmazlık yaşayan, kavga eden bir çiftten biri bir müddet sonra bu ruh halinden hızla çıkabiliyorken; diğeri küsme haline sıkışıp kalıp, kendine söz geçiremez hale gelip normale dönemeyebilir. Küsme; duygusal girdaba girme ile beraber davranış olarak da eşten uzaklaşmadır. Küsme döneminde duygusal girdaba kapılmak o kadar yüksek olabilir ki, kişi barışmak gerektiğini düşünse veya barışma teklifine evet demesini gerektiğini bilse bile kendine söz geçirmez halde kalabilir.
Duygusal kırılmalar
Duygusal girdabın en güçlü hallerinden biri duygusal kırılmalardır. Duygusal kırılma kişinin kendisine karşı büyük bir kusur işlendiğini düşündüğü zaman olur. Algıladığı yanlış, hata, özensizlik, haksızlık gibi durumlara karşı karşıdakinden kopmaya yakın bir duygusal uzaklaşmaya girmiş olur. Duygusal kırılmalar ancak duygusal bir tamir girişimi ile düzelebilir. Kırılma yaşanan kişi ile affetme düzeyinde bir halleşme gerekir.
Duygusal soğuma
Duygusal kopuşun en şiddetli halidir. Duygusal içe çekilmede, küsmede, kırılmada bir düzeyde protesto vardır. Karşıdaki kişi önemsenir, ondan karşılık beklenir. Fakat soğumada duygusal kopuş vardır. Kişi muhatabı kişiden protestonun ötesine giderek umudu kesmiş hale gelir. Bir nevi duygusal köprüleri atma hali olmuştur. Kişi artık duygusal olumlu sözler veya fiziksel dokunuş da istemez hale gelmiştir.
Duygusal girdaptan çıkmanın yolları
Küsme, kırılma, duygusal içe çekilme halleri genellikle otomatik olarak gerçekleşir. Bu sebeple duygusal girdaptan çıkmak kolay değildir. Duygusal iyileşmek için karşı tarafın kişiye duygusal eşlik edip, duygusal boşalmasına eşlik etmesi gerekir. Kişinin bu hal ile baş edebilmenin ilk şartı yaşanılan duyguları fark etmektir. Düşünsel düzeyde küsme, kırılma, içe çekilme halinin uzun sürmesinin fonksiyonel olmadığını hatta zarar verici olduğunu düşünmek gerekir. Eşle, aile üyesiyle, yakın arkadaşla barışmanın fazilet olduğuna inanmak gerekir. Duygulardan hızlı çıkmanın en etkili yollarından biri davranışa geçmektir. Barışma girişiminde bulunmak veya barışma girişimini kabul etmek girdaptan çıkmanın en etkili yoludur. Duygu ile baş etmek için davranış değiştirmek oldukça etkilidir.