Suudi Arabistan geçen yaz Rusya’ya önermişti: ‘Şam’a desteğini çek, petrol piyasasında sana kıyak geçelim, sana yatırım yapalım, ihtiyacımız olmadığı halde senden silah alalım...’ Sırf silah alım teklifi 15 milyar dolardı ve Rus silah şirketinin iki yıllık cirosuydu. Suudiler dünya gaz ve petrol piyasasında Rusya’ya daha geniş pay vermeyi de önerdiler... Avrupa’da Rusya gaz hakimiyeti sürecekti... O zaman varil petrol fiyatı 110 dolar civarındaydı.
Putin öneriyi reddetti... Gerçi Beşar Esad’ın o kadar para etmeyeceğini muhtemelen biliyordu, ama pragmatik değil ideolojik tavır aldı... Yoksa Moskova’nın sattığı ilk lider Beşar olmayacaktı... Suudiler ise umdukları büyük pazarlığı yapamadılar... Gerçi Amerikalılar’a da -Suriye’nin ABD öncülüğünde koalisyonla işgal edilip, Şam’a girilmesi ve Beşar’ın devrilmesi karşılığında harekatın bütün masrafını karşılamayı- da önermişlerdi... Suudiler büyük stratejik plan olursa masrafı neyse karşılamayı seviyor.
Bu sürede Brent petrolü üç haneli rakamda kalmayı sürdürdü... Fiyatın normali 100 dolar civarıydı. Ekim 2013’de Brent petrol varili 110 dolardı... 100 dolar üzerindeki her fiyat, fahiş sayılıyordu... Zaten Suudi Arabistan, yanına Kuveyt’i de alınca OPEC piyasasında fiyatı rahatça ayarlıyordu. İkili istese, fiyatı daha da tırmandırırdı ancak o zaman ABD ve diğer müttefikler zarara girer, dünya ekonomisi durgunluğa sürüklenirdi...
Birkaç haftadır petrol iki hanelere indi... Hızlı düşüşü ‘piyasa koşullarına’ bağlasak bile böyle hızlı fiyat hareketine karşı Suudi Arabistan ve Kuveyt’in arzı kısarak ve muhtelif şahin açıklamalarla denge sağlaması beklenirdi... Bu yapılmadı... Üstelik Suudiler bir ay önce alıcılara düşük petrol fiyatı verip, piyasayı daha da indirdi... Yani düşük fiyat hareketinin piyasa gereği olduğunu söylemek güç... O zaman ‘Suudi neden petrol fiyatını düşürüyor?’ diye sorulmaya başladı.
Hala ekonomik temelde kalmaya çalışırsak, 2014 ve 2015 için dünyanın hızlı büyüme göstermeyeceği, aşırı petrol yakacak bir dünya ekonomisinin olmadığı söylenebilir. Yani talep az... Düşük talep de fiyatı aşağı çeker. Ancak genel kanıya göre, Suudi fiyat indirimi ve genel fiyat düşüşü piyasa değil, siyaset kaynaklı...
Bakınca, düşük petrol en çok Rusya, İran ve Venezuela gibi Batı’ya zorluk çıkartan ülkeleri etkiliyor... Düşük petrol Batı’nın hala düzelmemiş ekonomilerini destekliyor... Petrol düştükçe Amerikalı tüketicinin alım gücü yükseliyor. Siyaseten, Suudiler’in Batılı müttefiklere petrol üzerinden destek verdiği düşünülebilir.
Piyasa hesaplamalarına göre Rusya bütçesi, bu yıl 100 dolarlık petrol fiyatı varsayımı üzerine kurulmuş. İran’ın 135 dolara bütçe kurduğu söyleniyor... Şimdi 80-85 dolarlık petrol bu ülkelere zarar yazıyor. Rusya’ya Ukrayna vesilesiyle yüklenen yaptırımları da ekleyince, düşük petrol Moskova’nın canını yakıyor... Moskova da karşı hamle olarak altın alıyor, doların uluslararası para birimi özelliğini kırmaya uğraşıyor ve Çin ile takasa dayalı ticaret kurmaya çalışıyor.
Bu ortamda düşük petrol fiyatı Suudi-Kuveyt tavrına bağlı... İsterlerse en az bir yıl fiyatı 80-85 dolarda tutabilirler... Bu fiyat da en çok Türkiye’nin işine yarar... En az bir yıl boyunca düşük petrol, FED’in faiz konusunda ne yapacağının anlaşılacağı zaman dilimine de Türkiye’yi taşır. FED’in zaten çalkantı yaratmasını ve olumsuzluk vermesini beklemiyoruz, fazladan destek de işte petrolden geliyor.
FED deyince, Japon Merkez Bankası’nın beklenmedik parasal genişleme adımı, tam ibretlik... Japonya şimdi Draghi’ye ‘Siz de buyurun’ diyor... Rusya sıkıştığı için faiz artırdı, büyüklerde ise parasal genişleme baskısı daha fazla. Çünkü faiz artıracak, petrol yakacak ekonomi daha görünürde yok.