Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Diyarbakır’dayız... Daha önce de birkaç gördüğüm şehre ilk kez bir devlet adamıyla gidiyorum.
Dikkatimi çeken ilk görüntü, yol kenarında kümelenmiş eli bayraklı küçük kalabalıklar... Miting alanına varıncaya kadar görüntü devam etti. İlaveten, pencereden konvoya el sallayan insanlar...
Diyarbakır AK Parti İl Başkanı, “Tayyip Bey’in önceki ziyaretlerinde bu görüntü yoktu” dedi.
Miting alanındayız...
Derinlemesine uzayan bir alan seçildiği için, kalabalığın nerede bittiğini göremiyoruz. Ama ilgi yoğun...
Biz vardığımızda, Ankara’dan bölgeye intikal eden Başbakan Binali Yıldırım konuşuyordu.
Başbakan’ın sık sık alkışlarla kesilen konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “toplu açılış töreni” için sahneye davet edildi.
Başbakan Yıldırım’ın takdimi dikkat çekiciydi: “Sayın Cumhurbaşkanımız, tarihi Diyarbakır konuşmalarından birini daha yapacaktır...”
Erdoğan ismi zikredilince miting meydanında büyük bir dalgalanma yaşandı.
Önceki Diyarbakır mitinglerini izleyememiştim ama oldukça etkili bir konuşmaydı.
Erdoğan, ağırlıklı olarak, “terör örgütü”nün bölgedeki insanlık dışı uygulamaları üzerinde durdu.
PKK’nın sürekli “sufle”yle hareket ettiğini, kulağına fısıldananlar uğruna çözüm sürecini bitirdiğini, terör örgütüne yardım eden müttefikimiz ABD’nin ve PKK’ya örgütlenme imkânı sunan AB ülkelerinin yanlış yolda olduğunu, artık bir tercih yapmaları gerektiğini söyledi... Ve ekledi: “Operasyonlar tamamlanır tamamlanmaz, bölgeyi Van gibi yeniden inşa edeceğiz. Bu süreç bir milattır, el ele 2023 Türkiye’sine gideceğiz.”
Öğlenden sonra STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle buluşuldu.
Bir işadamı, “Ben daha önce defalarca Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetine icabet ettim. Önceki dönemlerde STK’lar daha isteksizdi. Bu kez çok istekli gördüm. Bunu yazın...” dedi.
Erdoğan STK temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada yine terör örgütünün bölge insanına “reva gördükleri” üzerinde durdu ama bir cümlesi oldukça dikkat çekiciydi... Söyledikleri, içeride memnuniyet havası oluşturdu: “Şehit evlerinden yükselen ağıtların dili Kürtçedir, Türkçedir, Arapçadır... Terörün, kardeşliğimizi yok etmesine izin vermemeliyiz.”
Nihayet Dürümlü...
Bölgeye askeri ulaşım araçlarıyla intikal ettik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, refakatindeki Bakan heyetiyle birlikte (ziyarete çok sayıda da milletvekili eşlik ediyordu) taziyelerini sundular. Sonra topluca mezarlığa gidildi, dualar okundu.
Mezarlık ziyareti dönüşü köylülere konuşuyoruz.
Olayın nasıl cereyan ettiğini anlatıyorlar: 15 ton bomba yüklü kamyon uzaktan kumandayla patlatılmış. Köylüler fark etmese, kamyon Diyarbakır’a götürülüp patlatılacak.
Örgüt içi telsiz konuşmalarından “Tanışık-Dürümlü” mevkii için, “Bu köy TC işbirlikçisidir” deniyordu.
Bunu sordum...
Ölenlerin çoğunun akrabası olduğunu söyleyen bir Tanışıklı sakini, “İnanmayın, yalan söylüyorlar” dedi, “Son seçimde bu köyden AK Parti’ye 40, HDP’ye 350 oy çıktı. Bunların her şeyi yalan...”
Katliamdan sonra ne hissettiklerini sordum.
Hüzünle baktı: “Biz, her şey iyi olsun diye oy verdik. Buna inanmıştık. Böyle olacağını nereden bilirdik? Allah’a dua ediyoruz. Bir an önce bitsin bu işler. Örgütün ne olduğu ortada... Artık devlete güvenmek istiyoruz. İnşallah Erdoğan umudumuzu boşa çıkarmayacak.”
Diyarbakır gezisinde bende kalan cümle bu oldu: “Artık devlete güvenmek istiyoruz.”
Bölge insanı terör örgütünün ne olduğunu gördü. Artık devleti görmek ve güvenmek istiyor.