TÜRK sinemasında sürekli ‘bu bir ilk’ deyip dururuz. Üstelik bir de övünç kaynağı gibi sunarız. Aslında 2014 yılında hala sinemamız için ilklerden bahsediyorsak, sadece ayıbını konuşmamız gerekir. Sinemamız bir endüstri olsaydı, bu yolları çoktan alırdık. Neyse ki Şahin Michael Derun gibi insanlar yurtdışında edindikleri tecrübelerini, teknik yetersizliklere rağmen kendi yurtlarında değerlendirmek istiyor.
Derun imzalı Uzay Kuvvetleri 2911, Hollywood ve Uzakdoğu sinemasının usta olduğu uzun metrajlı animasyon filmleri alanında Türkiye için bir ilk. Konusu da özellikle Japon animelerini andıran bir yapım. Filmin konusunu kısaca anlatalım: 2911’de Türk Uzak Kuvvetleri’nin (TCG) Savarona adlı uzay gemisi ve mürettebatının yaşadığı bir serüveni konu alıyor. Görev, ‘9. Sektör’ adı verilen uzayın henüz keşfedilmemiş kısmındaki bir nebulanın içinden gaz ve partikül örnekleri toplamak. Murat Kaptan komutasındaki bilim insanlarından oluşan mürettebat Albatros Uzay İstasyonu’ndan Savarona Uzay Gemisi’yle ayrılarak yola çıkar. Basit gibi görünen yolculukları, yaşamla ölüm arasındaki ince bir çizgide savaşa dönüşecektir. Savaşı kazanamazlarsa tüm Güneş sistemi ve insan soyu da yok olacaktır. İşte bu savaşın kaderini Murat Kaptan ve mürettebatının amansız mücadelesi belirleyecektir...
Senarist ve yönetmen Şahin Michael Derun, alanında oldukça tecrübeli. Matrix, Tomb Raider, Star Trek ekibinde yer alan Derun, büyük Hollywood projelerinde kullanılan Motion Capture sistemini kullanmış. Yani gerçek oyuncuların hareketlerini, mimiklerini kayda alıp animasyon kahramanlar yaratmış. Bizim gibi Star Trek ve Uzay Yolu 1999 gibi dizilerle televizyonun siyah beyaz döneminde ilk bilimkurgu tecrübesi edinmiş olan insanlar için önemli bir yapım. Her şeyden önce hikayenin geçtiği uzay gemisinin adı Savarona, kaptanı Murat, yardımcısı ise Türk kızı Gaye. Böyle bir durumda bünye alışmamış tabii! İzleyici de biraz sallanıyor. Her şeyden önce böyle bir filmin çekilebilmesi çok önemli. Sebeplerini yazımızın başında anlattık. Gelelim kalitesine: Tamam seyrederken ben de birçok eksiklik gördüm. Animasyon olabilir ama bilimkurgunun kendini ciddiye alan bir yapısı vardır. Zaten gerçekliği olmayan bir hikayeyi izleyiciye inandırmanız lazım, eğer alttan alta komediye bularsanız yapımın gerçekliğine zarar verirsiniz. Birçok diyalogda bu hata hissediliyor. Uzay gemisinde geçen hikayeyi Türk izleyicisinin içselleştirebilmesi için sürekli bir gönderme yapmak zorunda hissetmiş kendini yönetmen. Bıçkın Türk delikanlısı bir kaptan yaratmış ama karakteri yıpratmış. Star Trek’in son sinema versiyonunu hatırlayalım. Genç kaptan Kirk’ü canlandıran Chris Pine öykünün ilk başlarında bıçkın bir delikanlıdır. Fakat kaptan koltuğuna oturduğunda kişiliğindeki değişimi görürsünüz. Böyle bir karakter geçişi vardır. Bizim kaptanımız ise hep ergen kalmış. Yani senaryo bazında karakter oluşumunda kesinlikle problem var. Eğer filmin devamı gelecekse iyi bir senaryo ve karakter çalışması lazım. Bir ilk film olarak hep hatırlayacağım ve önemseyeceğim bir yapım Uzay Kuvvetleri 2911 ama daha iyisini yapmak elimizde. Hem Hollywood hem Japon sineması büyük bir geçmiş ve kültür üzerine bu tür filmlerini çekiyor. Biz ise sağ olsun Şahin Michael Derun’un kayığına binmiş ve bir ilk yaratma peşindeyiz. Yani her türlü eksiğini kabul ederek seyrettim filmi. Salondan çıktığımda bir sonraki macerayı merak ettim. Biraz daha ciddiye alalım, karakterleri oluşturalım. İşte o zaman daha sağlam adımlar atmış olacağız.
Filmde, oyuncular Gamze Demir (üstte), Rıza Gülmez (ortada) ve Çetin Yeltekin’in mimik ve hareketlerini kaydedip animasyon kahramanları yaratan Motion Capture sistemi kullanıldı.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Şahin Michael Derun
Senarist: Ş. M. Derun ve Motion Capture
Oyuncular: Çetin Yeltekin, Rıza Gülmez, Gamze Demir
Yapım: 2013, Türkiye, 90 dakika.