Ermenistan -Azerbaycan arasında çatışma yeniden alevlendi.
Yunanistan ısrarla Türkiye'nin sinir uçlarını harekete geçirmek için "kırmızı çizgileri" ihlal ediyor.
Fransa, Yunanistan'a cesaret veren "politik" yaklaşımı ile adeta durumu körüklüyor.
İran, açıktan Ermenistan söylemlerine yakın "beyanlarda" bulunuyor.
Tam da sinirler gerilmişken, ABD'li hanım Pelosi, Erivan'ı ziyaret ediyor.
Biden, Çin konusunda müdahale "sinyali" veriyor...
Farkındaysanız, hepsi küçük küçük "parçalar" olarak gözükse de; büyük sonucu belirleme planlaması gibi duruyor.
ABD kendi "hegemonyasının" bitişini önlemek için, kıran kırana savaş istiyor. Ama bunu direk kendi askeri gücü ile değil; bu sefer vekil devletler üzerinden planlıyor.
"Ama açıktan da Çin, Tayvan'a müdahale ederse; askeri olarak oraya gireriz." diyen Amerikan başkanı ile karşı karşıyayız...
Olaylar mürekkep gözükse de, aslında sade "gerçeklik" üzerinden cereyan ediyor. O gerçeklikte yeni küresel "sistem" üzerine kuruluyor ve kıran kırana mücadele içinde dünya...
Tek kutuplu dünya "kimlerin" arasında paylaşılacak?
Çok kutuplu dünyanın önünü "kesme" çabası, ABD için neden bu kadar hayati önem taşıyor?
Bu durumda hangi "haritalar" yeniden çizilecek?
ABD, Türkiye, Suriye, İran topraklarından "koparılarak" üzerine inşa etmek istediği "devletçik" PKK/PYD "terör örgütleri" üzerinden hayal ediyor.
Avrupa'yı kendine "bağımlı" kılarak, Rusya'yı "dengelemek" ve Rusya'yı bölgesel "aktör" olarak "işlevsiz" hale sokma peşinde...
Kafkasya ve Orta Asya üzerinden yeni sorunlar ve çatışma alanları oluşturarak, bölgesel ihtilafları çoğaltmak işine yarıyor çünkü.
İran bu yeni süreç içinde "rol" almak için, kendince çaba harcayacak. Fransa'nın oynadığı role yakın bir rolü, kendi bölgesinde oynamak istiyor. Ermenistan konusundaki tavrının özellikle Fransa ile benzeyen tarafları, biraz da bu sebeptendir.
Tüm bu bölgelerde gerilim arttıkça, ABD-ÇİN arasındaki ilişkiler nasıl şekillenecek ona bakmalıyız.
Çünkü esasında tüm olayların ana temelinde bu hesaplaşma duruyor...