İki kutuplu dünya:
Doğusunda,
Fabrikalar mal üretiyor
Batısında
Bankalarda yolsuzluk türüyor
İki üretimde hileli. Doğuda ucuz işçilik, çocuk işçilik ile bedenler sömürülüyor. Batıda beyaz yakalılar dünyayı soyuyor.
2012 yılına Yunanistan'ın iflası damga vurdu sanabilirsiniz. Oysa ekonomide 2012 yılının gerçek vakası banka yolsuzluklarıdır.
En başta ise Libor skandalı.
Bundan 12 yıl önce bir borsa soygunu nasıl yapılır örneğini ENRON'da gördük. Muhteşem bir şirket ama içi boş bir şirket. Ekonomi yazarlarının, analistlerin övdüğü bir şirket. Notu yüksek, baloları-partileri şaşalı bir şirket. Bağımsız denetim şirketi ile işbirliği içinde olan dolandırıcılık sistemi aynı zamanda devletin bağımsız üst denetim kurulu ile de bağlarını güçlü tutmuş bir şirket.
Sonra görüldü ki bütün bu övgüler, görmemezlikler çıkar karşılığı, özel ilişkilerle sağlanıyormuş. Kirli ilişkilerin en başında ABD borsa denetim kurumu SEC geliyormuş. Ekonomi yorumcuları ve analistlerde çıkar karşılığı o yorumları yapıyormuş.
ENRON bize bir borsa sisteminin nasıl olması gerektiğini yeniden mi hatırlatmalı?
***
Dedik ya; 2012 ye damgasını vuran hadise beyaz yakalı bankacı soygunlarıdır. HSBC kara para aklar, Deutsche Bank vergi kaçırır, UBS ve Barclays Libor piyasasında manipülasyon yapar, dünyayı dolandırırlar.
Banka hilelerinde de temel nokta muhasebe hilesidir. Kayıtlarla gerçekler bir türlü uyuşmaz. Deutsche Bank çalışanları şikayet etmese 12 milyar dolarlık gizlenmiş zarar açığa çıkar mıydı? Ya JP Morgan'ın, 4 milyar dolarlık gizlediği zararı nasıl açığa çıktı.
Goldman Sachs ise yıllar sonra anlaşıldı ki Yunanistan'ın milli hesaplarını saklamasına yardım etmiş.
Avrupa Birliği bile dolandırılmış.
***
Mali sektörde yaşanan bu skandallar, dolandırırcılıklar, oyunlar tesadüf değildir. Sistemsel bir sorun olduğunu dünya görmek zorunda. Tıpkı bir yıl öncesine kadar vergi sistemini değiştirmeyi düşünmek istemeyenlerin, artık yeni vergi sistemlerine geçmeye başlamaları gibi.
"Zenginler vergisi"ismi ile yeni bir akım doğuyor.
Emek üzerinden vergilendirme sistemi iflas ediyor. Rant sistemi artık vergi ödemeye başlayacak. Bu kaçınılmaz bir durum.
"Mali işlem" vergisi bu yıl çok daha fazla gündeme gelebilir. Bu sayede belki petrol fiyatları üzerindeki spekülasyon-manipülasyon ayrımı da kalkarak fiyatlar düşebilir.
Bir başka mesele de küresel sistemdeki bu akımların Türkiye üzerindeki etkilerini izlemek olacaktır.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek yeni vergi sisteminin ipuçlarını verdi. Umarım geniş bir tartışma ile konu ele alınır.
Daha bir kaç ay önce vergi zamları ile eski sistem sürdürülmüş ve alt gelir gruplarına yük bindirilmişti.
Oysa o zamlar olmayabilirdi.
***
Küresel sistemde geçen yıl ortaya çıkan sistematik soygunları da inceleyerek ders almamız gerekiyor. Sadece faiz piyasasına mahkum edilen para politikalarına yeni alternatifler getirmek durumundayız.
Mali sektör ve hazine açısından "finansal istikrar" adına yüklenilen sanayi sektörüne yeni bir bakış açısı gerekiyor.
Çalışandan alıp çalışmayana verilen sosyal devlet mantığından, çalışana daha fazla vermeye ve çalışmayı teşvik etmeye de dönülmesi gerekiyor.
***
Mali sektörün bu kadar soygunlaşmasının nedeni ne olabilir? Başıboş, denetimsiz ve sorumsuz bir piyasa mı.
Hiç sanmıyorum.
Türkiye bir zamanlar Titan benzeri saadet zincirleri yaşamıştı. Yeni katılımcı kalmadığında sistem çöküyordu.
Mali sektör ve kredili tüketim sistemi de aynı durumla karşı karşıya. Son 30 yıldır reel sektör ve emek piyasasına çok yüklenildi. Reel ücretler geriletilirken ortaya çıkan tüketim ihtiyacı mali sektör üzerinden kredileşme ile karşılandı. Artık limitler doldu.
Ne yeni tüketici var
Ne de kredi kullanabilecek bir kesim kaldı
Afrika baharı ile yeni pazarlar açılmaya çalışılıyor. Türkiye gibi genç, dinamik ve tüketime aç ülkeler kredili tüketimin en önemli pazarları; ama yetmiyor.
İşte böyle bir noktada küresel finans sistemine yeni aktörler gerekiyor ve yeni aktörler gelmedikçe sistem kendi kendini yiyip bitirmeye başlıyor.