Dünün mazlumları nasıl olur da bugünün zalimlerine dönüşebilir?
Dünün mazlumları nasıl olur da dün gördükleri zulümleri unutabilir?
Dünün mazlumları nasıl olur da dün gördükleri zulmün aynısını bugün başkalarına yapabilir?
Bütün mesele gücü eline geçirmek midir?
Ah ne yazık ki vah ne yazık ki gücü eline geçiren, dün gördüğü zulümleri unutuveriyor.
Çok daha kötüsü, gücü eline geçiren dün gördüğü zulümlerin aynısını başkalarına da yapabiliyor.
Bu konuda en kötü örneği de Siyonist Yahudiler sergiliyor.
Malumunuz Yahudiler dünün mazlumlarıydı.
Yahudiler Hitler’e adeta tapan Nazilerin, faşistlerin çok ağır zulümlerine uğradı.
Hayvanların bile yaşayamayacağı toplama kamplarına yollandılar.
Bir kısmı da fırınlarda yakıldılar.
Bir toplumun görebileceği her türlü zulmü görüp tanıdılar.
Onlardan beklenirdi ki zulme karşı bir toplum olsunlar.
Başkalarına yapılan bir zulüm gördüklerinde ilk önce onlar karşı çıksınlar.
Ama bunun tam tersi oldu.
Dünün mazlumları bugünün zalimleri oldu!
Kardeşlerim; sizler elbette böyle olamazsınız.
Sizler de dünün mazlumlarıydınız; ama bugünün zalimleri olamazsınız.
Bırakın zulmün kendisini, zulmün zerresini bile başkalarına yapamazsınız.
Kindar, intikamcı bir ruhla davranamazsınız.
Başkalarına olan kininiz, düşmanlığınız yüzünden adaletsiz davranmaktan kaçınmalısınız.
Zulmün zerresini bile üzerinize kondurmamalısınız.
Zulümle anılmamalısınız.
Eksik olmayın, bugünün güçlüleri olan sizler, beni sayıp ziyaretime geliyorsunuz.
Ülkeyi yöneten siyasetçiler, bürokratlar, ülkeye yön veren kanaat önderleri, yazarlar, akademisyenler, aydınlar olarak halimi hatırımı soruyorsunuz.
“Siz bizim liderimizin de 2000 yılında ‘gönlümdeki cumhurbaşkanı’ diyerek cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği kişisiniz. Fikirleriniz, nasihatleriniz bizim için çok önemli” diyorsunuz.
Sohbetlerimizde geçmişte sizlere zulmedenlerden de bahsediyorsunuz.
Geçmişte sizlere yapılan zulümler aklınıza geldikçe, doğal olarak öfkeleniyorsunuz.
“Aman ha öfkenize yenilmeyin” diyorum size.
“Aman ha kindar, intikamcı bir ruhla hareket etmeyin” diyorum size.
“Aman ha başkalarına olan kininiz, düşmanlığınız, sizi adaletsiz davranmaya sevk etmesin” diyorum size.
Bana “Ama güç onların elinde olsa yine bize zulmederler” deseniz de “Siz yine de onların yaptıklarını yapmayın” diyorum size.
Biliyorsunuz, size bugün dediklerimi dün size zulmedenlere de söylemiştim.
Hem de solcu yayın organlarından onlara seslenmiştim.
“Dindar oldukları, başörtülü oldukları için insanlara zulmetmeyin” demiştim.
İşte dün onlara yaptığım uyarıyı bugün de sizlere yapmaktayım.
Sizleri zulmün zerresinden bile uzak tutmaya çalışmaktayım.
Hele de hangi fikirden, hangi topluluktan olurlarsa olsunlar; isterse size en karşı fikirden, en karşı topluluktan olsunlar; sadece yazdıkları, çizdikleri, söyledikleri için hiç kimse zulmün zerresine bile uğramamalı.
Onlara haksızlık, adaletsizlik yapılmamalı.
Artık dünün mazlumlarının bugünün zalimlerine dönüşme devri kapanmalı!
Mazlum olarak gelenlerin zalim olarak gitme devri kapanmalı!
O devri kapatan siz olun.
Siz olun ki, o devri kapatmanın şerefi de sizin olsun.