CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir anda, "Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDPyi meşru organ olarak görebiliriz." dedi.
İYİ Parti sözcüleri de kahve dövücünün hınk deyicisi oldular; "Elbette HDP meşru bir partidir" dediler.
Kılıçdaroğlu durdu durdu da pat diye neden böyle bir çıkış yaptı?
Önce "Kürt sorunu" nedir, CHP'nin bunu izah etmesi lazım.
AK Parti iktidarında, ABD'nin dayattığı, vesayetin uyguladığı inkâr ve asimilasyon politikalara son verildi.
Uzun uzun örneklemeye gerek yok. İnsaf ve vicdan sahibi insan, bu gerçeği teslim eder.
Kılıçdaroğlu gargara yapmamalı, önce açık seçik Kürt sorunundan ne anladığını söylemelidir.
HDP'yi meşru organ olarak görme meselesine gelince.
HDP'nin Meclis'te olması, meşruiyet tartışmasını bitirmiyor.
Çünkü Anayasa Mahkemesinde HDP ile ilgili bir kapatma davası var.
Sonra söyleyeceğimi önce söyleyeyim; Acaba CHP, HDP'nin kapatılacağını öngörüyor da, HDP'nin oylarını çekmek için yatırım mı yapıyor?
Bu, kuvvetli bir ihtimâldir.
Hatırlayınız geçenlerde bir CHP heyeti Erbil'e gitti ve Barzani ile görüştü. Bunun sebebi; hem Barzani ile PKK arasında yumuşama sağlamak, hem de bu sempati ziyareti ile HDP oylarına talip olmaktı...
Anayasa Mahkemesindeki davanın sonucu ne olur?
Anayasa mahkemesi dün bir karar verdi.
Resmi Gazete'de yer alan kararda bölücü terör örgütü PKK'nın halen son derece tehlikeli bir örgüt olduğu ve güvenlik güçleriyle çatışmalara girdiği, Abdullah Öcalan'ın da bu örgütün elebaşı olduğu kaydedilerek şöyle dendi:
"Terör başta ifade özgürlüğü olmak üzere demokratik toplumun tüm değerlerine düşmandır. Bu nedenle terörizmi, terörü ve şiddeti meşrulaştıran, öven ya da bunları teşvik eden sözler ifade özgürlüğü kapsamında görülemez."
HDP davasından önce verilen bu karar tarihî önemdedir.
Çünkü dava ile ilgili iddianamede Öcalan'ı, PKK yöneticilerini öven HDP'lilerin beyanları var.
Birkaçını hatırlatalım.
Selahattin Demirtaş:
"Bizim başarımız HDP'nin başarısı ki, kendisinin, Sayın Öcalan'ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir."
"Biz inanıyoruz ki ve bunu canı gönülden ifade ediyorum ki başkan Apo yakın zamanda halkın, özgürlük talepleri ve mücadelesi doğrultusunda, özgürleşecektir. Bir halk önderini bir çukurda tutarak, bir halk önderine rehine muamelesi yaparak müzakere sürdürülemez, yürütülemez. Bizim önümüzdeki dönem, bu müzakere sürecinin en önemli başlıklarından biri de Sayın Öcalan'a, başkan Apo'ya özgürlük olacaktır."
"Çünkü daha biz başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz, heykelini."
"Biz PKK'yı silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Bugüne kadar 1990'dan bu yana kurulmuş olan hiçbir partimiz, PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı."
Pervin Buldan: "Oyunuzu attığınız zaman aklınıza Öcalan gelsin"
"Abdullah Zeydan: "PKK sizi tükürüğüyle boğar tükürüğüyle..."
Figen Yüksekdağ "Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye ve PYD'ye yaslıyoruz..."
Kılıçdaroğlu'nun meşruiyet kazandırmaya çalıştığı HDP, PKK'nın siyasî koludur ve PKK terörünü bugüne kadar hiç kınamamıştır...
Daha böyle yüzlerce ifade, iddianamede yer alıyor.
Kılıçdaroğlu; Selahattin Demirtaş, "Biz PKK'yı silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz." derken, HDP'yi meşrulaştıramaz.
Kaldı ki, HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, "Çözümün adresi İmralı'dır" diyerek Kılıçdaroğlu'nun fiyakasını da bozmuştur.
HDP oylarına göz kırparken bölücü bir partinin savunuculuğunu yapmanın faturasını da er geç öder...