Kurultay sonrası daha cılız sesler çıkıyordu.
31 Mart Seçimi sonrası bir zafer sarhoşluğu durumu vardı. Ancak zamanla birlikte bu rüzgar dindi. CHP'deki çatlak sesler, kırılmalar, gürültü patırtı artık ayyuka çıktı. CHP çatırdıyor.
İmamoğlu-Özel'in eş genel başkan havasında mikrofona konuştukları anlardaki vücut dili, hatta duruşu bile anlamak isteyen için çok önemli mesajlar. Ayrıca Beşiktaş Belediyesi'ndeki yolsuzluk soruşturmasında Kılıçdaroğlu ve Yavaş'ın suskunluğu da dikkat çekici, öyle ki; CHP'yi destekleyen Gazeteci İsmail Saymaz, bu duruma isyan ediyor. Neden destek vermediklerini soruyor? Aslında cevabı kendisi de biliyor herkes de... CHP'de bir dağınıklık, stratejik akıldan yoksunluk, herkesin kendi gündemi ve ajandasını hayata geçirme çabası var. Süper sürpriz "Kırmızı Kart" eylemi tıpkı Kılıçdaroğlu'nun geçmişteki elektrik faturası ödememe eylemi gibi karşılıksız kaldı. Hatırlayın o dönemde de eylem Kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesiyle sona ermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında "Kırmızı kart" eylemiyle tam anlamıyla kafa buldu. Erdoğan "Son çıkışını bizde beklemiyorduk. Açıkçası bizde bu orijinal fikir karşısında dumura uğradık! Daha bunun puzzle var pişpiriği var pokeri var. Çok çaba gerektirmediği için kart oyununun CHP'ye daha uygun olduğu kanaatindeyim" ifadesini kullandı.
Net söyleyeyim bendeki duygu hali de "Ağam bizimle eğleniyor" şeklinde...
Türkiye'nin bir gündeminde uzaya gönderilen uydular, yeni radar üretim üslerinin kurulması, terörün ezilmesi var.
Bir gündeminde CHP'deki çalkantılar.
Özel kart oyunuyla öne çıkmaya çalışıyor.
İmamoğlu, Şam Valisi'ne ayar vermeye...
Türkiye daha iyi bir siyasi muhalefeti hak ediyor.
Net olarak söylemek gerekirse CHP'lilerin partiyi bir silkelemesi gerekiyor.
Zira suhuletle yapıldığı için pek farkında olmayabiliriz ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrelerle, doğrudan yaptığı müdahalelerle, 31 Mart'ta kaybedenler kulübünde olanları ciddi ciddi sallıyor.
Partiye taze kan ekleniyor. Bayrak değişimi yaşanıyor.
Sık sık da bu millete hizmetkar olmak için yola çıkıldığı gerçeğini hatırlatıyor.
İSTANBUL TRAFİĞİNE ÇILGIN ÇÖZÜM
Şimdi başlığa bakıp hemen Kanal İstanbul'dan söz ettiğimi düşünebilirsiniz. Orada da dikkat çekici gelişmeler var.
Örneğin Kanal İstanbul projesindeki 6 köprüden biri olan Sazlıdere Köprüsü'nün ayakları 90 metreye ulaştı.
Ama benim anlatacağım çılgın proje İstanbul trafiği ile ilgili.
Zira İmamoğlu İstanbul trafiği için yıllardır parmağını bile oynatmayınca vatandaş kendi çözümünü kendisi üretti. İstanbul trafiği için çılgın çözüm buldu.
Neyse sözü uzatmadan meseleyi anlatayım.
Genç bir çift, sabah trafiğine yakalanmamak için evden gün doğmadan sabah 5'te yola çıkıp, şirketin otoparkına gelip, mesai başlayıncaya kadar otoparkta uyuma yöntemini bulmuş. Yani fasılalı uyku düzeni...
Böylece sabah üç saatte gidecekleri yolu gün doğmadan yola çıktıkları için 35 dakikada tamamlıyor. Yolda çile çekmektense, otoparkta uyku çekmeyi tercih ediyorlar. Tabii saç makyaj vs gibi durumları da araçta hallediyorlar.
Ne diyeyim, İstanbul'da pik saatlerde trafik yoğunluğu artık yüzde 80 seviyesinde bir rutine bindi.
Toplu taşımanın hali ortada, geçen gün vatandaş metrobüs yolunu kesiyordu. Araca binmek için şoförle tartışıyordu.
Megabüs, Hızray gibi projeler unutuldu bile, onu geçtik, İstanbul yollarına eklenen doğru düzgün ne kavşak var, ne köprü ne de yeni bir güzergah...
Fanatik CHP'li olan akrabamız gelmiş. İspark aboneliğine isyan ediyor. 2 Yılda 350 liradan üç bin liraya dayandı diye. Toplu ulaşıma yine yüzde 35 zam geldi. İmamoğlu yönetimi yüzde 50 civarında istiyordu. Yine halimize şükredelim. Oysa seçimlerde makul olacak diyordu.
Bu arada geçen yıl ile bu yılın yakıt fiyatlarına baktım yüzde 10 bile artış olmamış. 5 yılda toplu taşımaya yapılan zam yüzde 600'ü bulmuş. İşin ilginç yanı buna rağmen otobüsçüler paramızı alamıyoruz diye eylem yapıyor. Yani nerden baksan tutarsızlık... Şimdi CHP'li kardeşlerimizden köprü ve otoyola da zam geldi çıkışı gelir elbette ama en azından orada bir altyapı yatırımı var. İmamoğlu ise altyapı yatırımı bir yana geçmişte yapılanları dahi doğru düzgün işletemiyor.
Ama İmamoğlu'nun bir konuda hakkını da teslim etmek lazım...
Zira "Yürü be İstanbul" kampanyası gerçekten tuttu.
Yolda kalan otobüsten, metrodan, tramvaydan inenler, bozuk merdivenlerle, asansörle yüzleşenler bol bol yürüyor.
İmamoğlu'ysa kendi gündemiyle Cumhurbaşkanlığı'na yürüdüğünü düşünüyor.
Bu arada özellikle İSKİ'nin altyapı çalışması yaptıktan sonra caddeyi sokağı kaderine terk etmesi, yağışla birlikte ortaya çıkan çukurlar herkesi perişan ediyor. Bir de özellikle AK Parti belediyelerinin olduğu ilçelerin ihmal edildiği iddiası var ki insan inanmak istemiyor.
Her zaman söylediğimiz gibi takdir milletin elbette.
İKİYAKA BULUŞMASININ KODLARI
1989 yılında Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde İkiyaka Köyü'nde çocuk kadın demeden 28 sivili ev ev baskın yapıp katletmişlerdi... Terör örgütü PKK'nın baskınlar yaptığı, yol kestiği korkunç günlerdi...
Devletine milletine bağlı Kürtlere korku salmak, devletin değil, terörün yanında durun demek için gözdağı verdiği zamanlardı.
Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İkiyaka şehitlerinin yakınlarıyla AK Parti Genel Merkezi'ndeki buluşması anlamak isteyenler için önemli bir mesaj...
Zira Erdoğan, bir anlamda "Aradan 36 yıl da geçse o acıları, yaşananları unutmadık" diyor.
Ama buna rağmen yeni acılar yaşanmasının önüne geçmeye çalışıyor.
Türkiye, "günah benden gitti" demeden önce terör baronlarına son seçeneklerini hatırlatıyor.
"Suriye ve Irak'tan çıkıp gidin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şanlıurfa'dan verdiği mesaj anlamak için yeter de artar bile...
Erdoğan, "Burada bölücü örgütle sınırlarımız içinde ve dışındaki Kürt kardeşlerimizi aynı paranteze alarak ahkam kesen yabancı mihraklara şunu hatırlatmak isterim, sizin bildiğiniz kadar bizim unuttuğumuz var. Sizin bir hesabınız varsa bizim de bir hesabımız var. Ne yaparsanız yapın bizim kardeşliğimizi bozamazsınız. Bizim aramıza giremeyecek, bir asır önce olduğu gibi böl, parçala, yönet planlarınızı tekrar uygulayamayacaksınız." dedi.
Yani ortada bir çözüm süreci filan yok.
Emperyalizm ve Siyonizm'in oyunlarını bozma çabası var.
Hepsi bu...