Liberal solcuların gazetesi, 7 Ağustos’ta darbelere karşı milyonların katıldığı demokrasi mitingine kendince kara çalmak istemiş.
“Dualı demokrasi mitingi mi olur” demiş.
Bu sadece onun temsil ettiği liberal solcuların zihniyeti olsaydı, acı acı gülümseyip geçilebilirdi.
Bunu bir yazı konusu etmeye değmezdi.
Ancak biliyoruz ki, böyle bir zihniyet sadece liberal solcuların zihniyeti değildir.
Bu zihniyetin kapsama alanı çok daha geniştir.
Nitekim dün başörtülü kızların üniversiteye alınmasına şiddetle karşı çıkanlar da bu zihniyettendi.
Kadınların başörtüsüyle, erkeklerin sakalıyla, insanların kılık kıyafetiyle uğraşıp “Bunlara karşı Atatürk’ün devrim kanunları uygulansın” diyenler de bu zihniyettendi.
Başörtüsü takmak, dua etmek, sakallı olmak bunları niye bu kadar rahatsız ediyor ki?
Hem sizler darbenin olduğu 15 Temmuz akşamı acaba neredeydiniz?
Yoksa sizler darbeye karşı demokrasiden yana değil misiniz?
Darbecilerin tanklarına karşı en ön safta duranlar dilleri dualılardı.
Onların bir kısmı da sakallıydı.
Yine darbeci birliklerin üzerine yürüyenler arasında çokça başörtülü vardı.
Onların bazıları da çarşaflıydı.
Evet, darbeye direnenlerin en ön safında onlar vardı.
Ama sizler yoktunuz.
Kimbilir hangi kafede, hangi barda içkilerinizi keyifle yudumluyordunuz.
“Ne olacak bu Türkiye’nin hali” deyip kafa çekerek, kimbilir kaçıncı kere Türkiye’yi kurtarıyordunuz.
Ama sizler değil, hani Mine Kırıkkanat’ın “Kıllı ayılar” dedikleri var ya; işte 15 Temmuz akşamı o kıllılar, o sakallılar kurtardı Türkiye’yi.
Hani Hikmet Çetinkaya’nın “Karafatmalar” deyip hamam böceklerine benzettiği çarşaflılar, başörtülüler var ya; işte 15 Temmuz akşamı onlar kurtardı Türkiye’yi.
Hani Yılmaz Özdil’in “Bidon kafalılar” dedikleri var ya; işte 15 Temmuz akşamı onlar mermilere göğsünü siper ederek, tankların önüne yatarak kurtardı Türkiye’yi.
Hani “Benim oyum dağdaki çobanın oyuyla niye bir olsun” deyip aşağıladığınız o çobanlar, o marabalar, o eli nasırlılar, o varoşlular var ya; işte 15 Temmuz akşamı onlar kurtardı Türkiye’yi.
Bu emperyalist darbe girişimine, bu emperyalist işgal girişimine karşı Türkiye’yi savunmak için onlar en öndeydi.
Onlara bu hakaretleri, bu aşağılamaları yapanlar ise herhalde sırça köşklerindeydi.
Bozun artık çürümüş ezberlerinizi.
Neymiş?
Dualı demokrasi mitingi olmazmış!
Neymiş?
Hiçbir nedenle sakallılarla, başörtülülerle, çarşaflılarla yan yana aynı safta olunamazmış.
Peki Kurtuluş Savaşımızı başlatanlar sakallılarla, başı kapalılarla, çarşaflılarla nasıl bir arada oldular?
Yahu bu ülkenin halkı onlar.
Ama onları aşağılayıp küçümseyenler, hani mümkün olsa Fransa’dan halk ithal etmeye kalkışırlar!
Çünkü onlar Türkiye halkına Fransızlar!
Hani bir süre öncesine kadar liberal solcuların gazetesini yöneten Ece Temelkuran var ya; işte onun gibi Türkiye’ye Fransızlar!
Öyle olmasalar, gazetelerinde “Dualı demokrasi mitingi mi olur” diye yorum mu yaparlar?