CHP’li Muharrem Erkek, DSP’nin bir proje dahilinde sahaya sürüldüğünü söylemiş. CHP’yi bölme projesi.. Bir önceki seçimlere katılması uygun bulunmadığı halde bu seçimlere girmesine nasıl izin verildi diye soruyor.. Yani YSK’nın da bu projeye destek verdiğini ima ediyor.. Sonuçları itibariyle DSP, neye hizmet edecek göreceğiz. Fakat gidiş yolu için bu yorumu yapmak insafsızlık. Bugün DSP listelerinden aday olanların tamamı son dakikaya kadar CHP’nin kendilerine yeniden görev vermesini bekledi. “Haydi arkadaşlar parçalıyoruz bu partiyi” deyip çıkmadılar ortaya. Cindoruk’un DTP’si ya da İsmail Cem’in YTP’si gibi olmadı yani.. Kendi partilerinde nefes alma imkanları kalmadığı için gittiler DSP’ye. Ama siz istiyorsunuz ki seçeneksiz kalsınlar. CHP aday yapmazsa da yok olup gitsinler. Ya hu olmaz öyle. Siyasetin doğasına ters bu beklentiniz. DSP olmaz, DP olur. O da olmaz bağımsız olurlar. Eğer bir yürüyüş varsa ve başlamışsa bunu fiziki müdahalelerle engelleyemezsiniz.. Recep Tayyip Erdoğan’ı durdurmak için denemedikleri yol kalmadı. Başarabildiler mi?
İyi Parti aday çıkarttıkça CHP medyasında sinirler bozuluyor
Ahmet Hakan, İYİ Parti’den Kadıköy belediye başkan adayı olan Emre Kınay’a soruyor; “kazanamayacağını bildiğin bir yarışa neden çıkıyorsun?” Üstü örtülü biçimde diyor ki aslında Kadıköy’de rahat kazanacak olan CHP’nin çorbasına neden sinek atıyorsun? Ahmet Hakan’ın mantığıyla bakacaksak o zaman bazı yerlerde hiç sandık kurmayalım. Beşiktaş’ı, Kadıköy’ü falan yönetsin doğrudan CHP. Demokrasi dediğin ne ki zaten. CHP’ye ters işler bunlar, seçim falan.. Size bir şey söyleyeyim mi.. Bu ‘zaten kazanamayacak’ sözü var ya. Siyasette yapılabilecek en kötü analizdir.. Carter sonrası Reagan’ın ABD başkanlığı koltuğuna oturabileceğine kim inanırdı!. Ya da Trump ilk kez ortaya çıkıp ‘ben de ABD başkanı olmak istiyorum’ dediğinde ne kadar şans vermişlerdi?.. “Zaten kazanamayacak” demek yerine açık açık “CHP’nin işini zora sokma” diye yazsanıza.. Daha dürüstçe değil mi?..
Artık korkmayın bunlardan, insan bir defa ölür
Savcı iddianameleri ve mahkeme kararları gösterdi ki, FETÖ ve benzeri örgütlerin yapılarında üç ayrı tipte insan var.. Biri örgüt yöneticisi ve örgüt üyesi.. Bunlar zaten apaçık ortada olan ve durumlarını inkar etmeyenler.. İkinci grup, örgüte üye olmamakla beraber örgüt çıkarlarına hizmet edenler. En fazla direnç gösterenler de bunlardı hatırlayın.. Bir de üçüncü grup var.. İşte onların durumu biraz karışık. Teslim alınanlar. Köleleştirilenler. Nasılını, niyesini kendileri bilir sadece. Açıklamaktan korktukları bir sır mı bir yanlışını gizledikleri yakınları mı nedir bilemem. FETÖ yargıda güçlüyken bazı adamları devam eden davaları üzerinden köpeği haline getirmişti. Bazı kritik noktadaki adamları kasetle ele geçirmişlerdi. Kimileri kendi itibarını korumak kimileri de, çocukları ya da yakınlarının rezil/kepaze olmasını önlemek için kul/köle oldu bu aşağılık örgüte. Şimdi, geldiğimiz noktada, bu teslim alınanlara bir çağrı yapmak lazım. Milletçe ve dürüstçe.. Demek lazım ki; arkadaş size kurulan komployu biliyoruz.. Cübbeli Ahmet Hoca gibi bir adamı kadın ticareti yalanıyla attılar hapse bunlar.. Deniz Baykal’ı partinin başından iğrenç bir tuzakla uzaklaştırdılar.. Gelin bu alçaklar sürüsünde her neyiniz olursa olsun. Korkmayın. Kırın zincirlerinizi. Bu saatten sonra ne bir kaset haber olur gazetelerde ne de zarar verebilirler size. Twitter’da üç-beş trol goygoy yapar bir kaç gün. Sonra unutulur gider.. İnsan bir defa ölür. İdris Bey…