Bir hafta boyunca Terim, Futbol Federasyonu ve A Milli Takım üçgeninde yaşanan gelişmeler konuşuldu. Sarı-Kırmızılı camiada, Bursaspor müsabakası ikinci planda kaldı. 7’den 70’e her Galatasaraylı, “Terim kalacak mı, yoksa gidecek mi! Sözleşmesi 4 yıllık mı olacak, yoksa 4 maçlık mı!” tartışmasına odaklanmıştı..
Puan savaşının ilk 20 dakikası tenis maçını andırdı.. Top bir o kalede, bir bu kaledeydi.. Daum’un Bursaspor’u puanla tanışmak için saldırıyor, Cim-Bom ise yıldızlarıyla sonuca gitmenin planlarını yapıyordu.. Her iki takımda koyu defans yapmadı, futbol oynamaya çalıştı, pozisyon zenginliği üst düzeydeydi..
Şimdi burada bir noktaya dikkat çekmek gerek.. Ayağına topu alan her Bursalı futbolcu, Galatasaray yarı sahasında cirit atarken, orta saha oyuncuları neden rakibini kovalamıyordu.. Sneijder, Selçuk İnan ve Hamit, rakibe fazla pres yapmadı. Tüm yük Melo başta olmak üzere defans oyuncularının omuzlarına bindi..
Bursalı futbolcular, Drogba’yı durdurmak için fazla agresif davranınca ve hakem de buna prim tanıyınca Fildişili yıldız isyan bayrağını açtı. Haksız da değildi.. Rakipleri topa girmek yerine onu faulle durdurmayı seçti. Drogba baktı ki, ceza sahası içine giremeyecek, ceza sahası dışından kaleye bir kaç füze gönderdi ama topu filelerle buluşturamadı. İlk yarı golsüz biter derken, Hamit Altıntop resmen sihirbazlık yaptı. Yoktan var ettiği topu rakiplerinden söküp Burak Yılmaz’ın önüne yuvarladı.. O ana kadar ters koşularla rakip defansı yoran Kral da, adına yakışır bir plase yaptı.. Sonra da tribünlere “Ben varken, başkası oynamaz” diye selam çaktı..
İkinci yarıda beklenen şuydu.. Cim-Bom skoru korumak, Bursa ise beraberlik için saldıracaktı.. Tahminler tuttu.. Ama tahmin edilmeyen bir şey vardı. Didier Drogba’nın oyundan çıkarılması.. Emirates Kupası’nda Arsenal maçında yıldızlaşan, Süper Kupa’da Fenerbahçe derbisinde işi bitiren Fildişili yıldız, ismini değişiliklik tabelasında görünce şaşırdı.. Doğrusu ben de şaşırdım.. Bana göre oyundan çıkacak en son isim oydu.. Çünkü Drogba her an skoru değiştirebilecek biriydi..
Fırsat, bu fırsattır deyip Bursa, önce Belluchi’nin şutuyla üst direği yokladı.. Ardından genç Enes’le skoru eşitledi. Tabii bu golde Galatasaray defansının kademe hatasını ve dağınıklığını da gözardı etmeyelim..
Gelelim sözün özüne.. Terim mesaisini Galatasaray’a değil, Milli Takım görüşmelerine harcadı. Dün gördük ki, futbolcular da Bursa dersine iyi çalışmamış. Skordan ve futboldan bunu anlıyoruz..