Yazması zor, yönetilmesi daha zor maç... Hakem kararlarına yönelik öylesine büyük tepki ve gerginlik vardı ki; dayanmaya yürek ister.
Dany’nin 30. dakikadaki kırmızı kartına bakalım... Karar doğru neyi tartışacağız? Mersinli Burhan “Bariz gol şansı” ifadesinden bile çok daha net bir pozisyonda, G.Saray kalesine akarken bilinçle düşürüldü. Tepkiler niye?
Ya futbolu bilmiyorsunuz, ya pozisyonu görmediniz ya da gördünüz de görmek işinize gelmiyor. Veya fanatikliğiniz, gerçeği kabullenmenizi engelliyor.
***
Hakemin doğru kararına rağmen, taraftar ve futbolcular dışında; Fatih Terim de çıldırdı... Süleyman Abay, yanlış bir taç kararı verdi diye topu yere fırlatmak, hakemin üstüne yürümek, onca hakaret savurmak da nesi? Bıraksalar hakemi dövecekti... Yaptıkları, sezon sonuna kadar hak mahrumiyeti gerektirir. Ayıptır!
Üç büyüklerden biri İstanbul’da gol yediğinde, ya da Anadolu kulübünün baskısı altında ezildiğinde; hep aynı şeyi yapıyorlar... Küfür kıyamet gidiyor.
Mersin İdmanyurdu’nun suçu ne? Sahaya çıkıp adam gibi oynuyor... Öyle etkili oluyordu ki; daha ilk yarıda 4-5 gol atabilirdi. Muslera sayesinde ucuz kurtulduğuna şükretmek yerine, ortalığı yangın yerine çevirmek ayıp olmadı mı?
***
Stad ve saha içindeki olağanüstü büyük baskıya rağmen: hakem atmosferden etkilenmedi. Soğukkanlı ve dik durmayı başardı. Drogba’nın pozisyonu için verdiği penaltı kararı da doğruydu.
G.Saray’ın ikinci yarıdaki hırsı, baskısı ve oyun temposu elbette iyiydi ama; rakibi sindirmeye yönelik baskı araçlarını asla etik bulmuyorum. Mersin kalecisinin yediği o tuhaf gol, sahadaki anormal şartların yarattığı şaşkınlıktandır. Normal bir maçta, hiçbir kaleci o golü yemez.