Hallac-ı Mansur’u darağacına götürüyorlar.
Yol boyu dizilenlerin ellerinde koca koca taşlar. Her biri bilge Mansur’un bir yerine değip yaralar açıyor. O sapkınlıkla suçlanan gönül insanının dört bir yanından kan akıyor. Bedeni pare pare...
Ama yüreği sapasağlam... Ak ve pak...
Darağacına doğru ilerlerken toplaşan halkın içinde bir dostunu görür.
O dostun kendisine bir gül attığını fark eder... İşte Hallac’ı yaralayan asıl o güldür...
Kafasını-gözünü yaran, vücudunu kanlar içinde bırakan o taşlar yüreğini zinhar incitmemiştir... O dostun gülü yüreğini acıtmıştır. Boydan boya kanatmıştır o gönül insanının yüreğini.
Pir Sultan Abdal o çağları aşan şiirinde ne güzel betimler bu durumu:
Şu Kanlı Zalımın Ettiyi İşler
Garip Bülbül Gibi Beni Zareyler
Yağmur Gibi Yağar Taşlar Başıma
İllede Dostun Bir Fiskesi Yaralar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Dar Günümde Dostum Düşmanım Beli Oldu
Bir Derdim Var İdi Şimdi El Oldu
Ecel Fermanı Boynuma Takıldı
Gerek Vura Gerek Asalar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz
Haktan Emir Olmasa Rahmet Yağmaz
Şu Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez
İllede Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni.
Paralelcilerin her gün her saat taşları yağıyor başıma. Yalanın ve iftiranın bini bir para. İtibarsızlaştırmak için ellerinden gelen alçaklığı sergiliyorlar. Başkaca çevrelerin güllelerine maruz kalıyorum her Allah’ın günü. Hiç umurumda bile olmuyor.
O paralelci alçakların da, başkaca namertlerin de taşlarından ve güllerinden korkmadım. Korkmuyorum.
Varsın yağdırmaya devam etsinler...
Şu paralelcilerin ve sair düşmanların taşları bana hiç değmiyor bile...
Çünkü yüreğim sapasağlam...
Onların beni övdüğünü görürsem kahrolurum... Onların benden rahatsızlık duymadıklarını görürsem kendimden kuşku duyarım. Sitemim onlara olmaz.
Onlar düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar. Mertçe yapmıyorlar biliyorum, ama sonuçta düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar. Onların taşlarından, toplarından, güllelerinden korkan namert olsun.
Şikayetçi olan da...
Ama dostun gülü yaralıyor...
İlla da dostun bir tek gülü yaralıyor yüreğimi... Paralelcileri sevindiren dost kılıklıların ihaneti yüreğimi paramparça ediyor.
Paralelci muhalefetin o arlanmaz dilini üstümüze çeviren ve o paralelci alçakların övgüsüne mazhar olan dost gülücüklü ihanetler yüreğimi dağlıyor.
İsyanım buna. İtirazım buna benim...
Onların taşları yaralamıyor beni.
Ama onların dostlarımın sözüyle beni vurmaya kalkışmaları yaralıyor yüreğimi, fena halde incitiyor gönlümü.
Sitemim dostlaradır... Sahiden dost olanlaradır... Dost kılıklılarla işim yok benim.
O paralelcileri sevindirenlerden esirgemediğiniz hoşgörüyü kendi hasbi kardeşlerinizden esirgemeye kalkışmayın...
Ölçüyü kaçıran laflar edilmişse bile bilesiniz ki hasbiliklerindendir...
Özür dilerler olur biter...
Ama sizin laflarınız bir ömür boyu unutulmaz... Sizin laflarınız üzerinden paralelci çakalların bize dil uzatmaları bir ömür boyu unutulmaz...
Tıpkı Hallac-ı Mansur’a gül atan o dostun davranışının unutulmadığı gibi...
Biliyorum bugün dediklerimizin aynısını yarın sizler diyeceksiniz... Bugün için deyin demiyoruz, ama hasbiliklerinden dolayı diyenleri o pusuda bekleyen sırtlanları sevindirecek laflarla yaralamayınız.
Bizim laflarımız paralelci ihanet şebekesinedir. Bizim sözlerimiz o ihanetçi çetesinin değirmenine su taşıyanlaradır.
Susuyorum
Bugüne kadar partimizi kamuoyu karşısında hiç tartıştırmadım.
Ama birileri partimizi o paralel çakalların ağzına sakız etti.
Paralel yapının siyasi uzantıları “sağlam irade paramparça oldu” gibi laflar ediyorlarsa bunun müsebbibi biz değiliz.
O lafları ettiğimiz için birileri bu tavrı koymadı.
Bu tavrı koydukları için bizim öfkemize muhatap oldular.
Bu kadar hakkı hiç kimse bize çok görmesin. Onların öyle bir hakkı var ise bizim de böyle deme hakkımız vardır.
Söyleyeceğimizi söyledik.
Partimizi polemik ortamına çekmek isteyenlerin tuzağına düşmeyeceğiz.
Bu mesele kapanmıştır.
Onların tuzaklarını başlarına geçirmek adına susmayı gerekli buluyorum.
Umarım dostlarımız artık gül atma gafletinde bulunmazlar.
Partimizi çok daha güçlü bir şekilde iktidarda tutmak için çalışmak, boynumuzun borcudur bizim.
Gerisi laf u güzaftan ibarettir, vesselam...