İktisatçı değilim... Rakamlardan anlamam... Ekonomi bilimine ait bazı kavramları bile yeni öğrendim.
Neler döndüğünü bilmem.
Bilmem dediysem, en azından “Erdoğan takıntılı” Etyen Mahçupyan kadarını bilirim...
İnatla ve ısrarla “Erdoğan çürütücülüğü” yapan bu zatı rezil kepaze edecek kadar bilirim üstelik... Ama müddei değilim.
Başlıktaki soruya elbette bir cevabım var...
İstedim ki bu sorunun cevabını (yani “doları kim yükseltiyor?” sorusunun cevabını) ekonomi ve siyaset bilimi tahsil etmiş, üniversitelerde “hocalık” yapan kişiler versin.
Benim aklıma, “ille de sokaklara çıkalım” diyen CHP’li Selin Sayek Böke geldi.
Kendisi, “sarışın iktisatçı” kontenjanından CHP’ye alınmıştır, uluslararası sermayenin gözdelerindendir.
Birazdan okuyacaklarınızı daha önce (1 Aralık 2016 tarihinde) bu sütunda paylaşmıştım; Selin Sayek Böke’yi konuşturarak, doları kimin yükselttiğine cevaplar aramıştım.
İkinci baskı olacak ama “sonuç” fena da olmayacak...
Okuyalım:
Selin Sayek Böke biraz karışık bir hemşiremiz... Suriye’lere kadar uzanan soy kütüğüyle zengin bir müktesebattan geliyor...
Bir yönüyle Suriyeli, bir yönüyle Avrupalı...
Biraz Türk, biraz Arap, biraz Alman...
Herkesleri imrendirecek bir “zenginliğe” sahip...
Kendisi aynı zamanda uluslararası sistemin “kurtarıcı” olarak ekonomi yönetimimizin başına çaktığı Kemal Derviş’in öğrencisidir.
Geçenlerde, hanımefendi, “doların yükselişini nasıl durdururuz?” konulu bazı mesajlar paylaştı.
Merakla okudum...
İçinde “dalgalı kur”, “serbest piyasa” ifadelerinin geçtiği teknik bir izahat bekliyordum.
Hani Aydın Doğan’ın çokbilmiş tetikçileri doların manipülasyonla yükseltildiğini söyleyenlerle (özellikle Erdoğan’la) dalgalarını geçiyorlardı ya... “Bunu da üst akıla bağladınız ya, helal olsun...” gibilerden güya ironik ama özünde “terbiyesizce” açıklamalar yapıyorlardı ya... Etyen gibi takıntılı Davutçular da bu esprilere balıklama atlıyorlardı ya...
Ben de Selin Sayek Böke’den “üst akıl” tezini boşa çıkaracak bir izahat bekliyordum.
Ne bileyim, “mali disiplinden şaşmayın” diyebilirdi, “Merkez Bankası’nı rahat bırakın” diyebilirdi, üretimi ve yatırımı işaret edebilirdi, FED’in pozisyonuna dikkat çekebilirdi...
Bir iktisatçı nasıl bakıyorsa, öyle bakıp, doların bir manipülasyon iklimine ihtiyaç duymadan, tamamen piyasa koşulları içinde yükseldiğine bizleri inandırabilirdi.
Hayır, öyle yapmadı. Ültimatom verdi. Doların yükselişini durdurmamız için neleri yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini dört maddeyle özetledi:
BİR- FETÖ soruşturması derhal durdurulmalı, ihraç edilmiş kamu elemanları görevlerine dönmeli.
İKİ- OHAL uygulamasına son verilmeli, KHK’lar iptal edilmeli.
ÜÇ- Tutuklu HDP’liler ve darbeciler salıverilmeli.
DÖRT- Terörle mücadele ve sınır dışı operasyonlar durdurulmalı.
Bunları yaparsak, doların yükselişini durdurabilirmişiz.
İlginçtir, Selin Sayek Böke’nin söylediklerini, ABD’li dostlarımız ve Avrupa Parlamentosu üyeleri de tekrarladı. Schulz gibi bir “yan figür” de tekrarladı. Ama hanımefendinin itirafından sonra, “Bunu da üst akıla bağladınız ya!” diyen “şerefli” taifesinden herhangi bir açıklama gelmedi.
Bakalım aynı ironik haleti kuşanıp, “Üst akıl da nerden çıktı bacım?” diye bir itiraz yöneltecekler mi, biraz da Selin Sayek Böke’ye yürüyecekler mi?
Bekliyoruz aslanlar!