Dokunulmazlık teklifinin ilk tur görüşmelerinde CHP çark etti. CHP milletvekilleri alenen HDP ile birlikte hareket etti.
Cuma günü yapılan ikinci tur görüşmelerde CHP’nin tutumunda bir farklılık oldu.
Teklifin referanduma götürülmesi halinde bu işin altında siyaseten kalacağını gören CHP yönetimi ince bir ayarla bu işi kotardı.
CHP ilk turda sözünde durmadığı için sadece toplumun öteki kesimleri tarafından değil kendi seçmen kitlesi nezdinde de ciddi bir biçimde sorgulandı.
O yüzden işi referandumla değil Meclis’te çözmenin kendisi için siyaseten daha az bir bedel içerdiğini görerek tavır değişikliği yoluna gitti.
Daha az bir bedelden kastım şu: HDP sistematik bir biçimde CHP’ye en başından itibaren yüklendi. Bu yüklenme bundan sonra daha da devam edecek. Bu yüklenmenin CHP’ye siyasi maliyeti bir biçimde olacak elbette. Ama bu bedel öteki türlü çok daha ağır olacaktı. CHP o yüzden ikinci turda daha az bir bedel ödeyerek asıl ağır bedelden kendini kurtarmış oldu.
CHP’nin içindeki HDP’liler bundan rahatsız.
Çünkü onlar HDP’ye desteklerini sürdürmeye devam ettiler.
CHP grubunun büyük bir ekseriyeti oylamaların her aşamasında “hayır” oyu verdiler.
Sadece 20 kişilik bir CHP’li grup “evet” oyu vererek CHP için çok daha ağır siyasi sonuçlar çıkartacak referandum tehlikesini bertaraf etmiş oldular.
Cuma günkü ikinci tur oylamalarda CHP’nin bölünmüşlüğü ayan beyan ortaya çıkmış oldu.
Deniz Baykal başta olmak üzere 10 kişi oylamalara katılmadı.
Katılanların büyük bir kısmı ise HDP ile aynı pozisyonda yer aldı.
17-20 aralığında değişen CHP’li üyelerin oylarıyla sonuç farklı oldu.
AK Parti ilk günden itibaren ilkeli ve kararlı tutumunu sürdürdü.
AK Parti grubu bir bütün olarak imzalarının arkasında durduğunu gösterdi.
AK Parti grubundan tek bir fire çıkmadı.
MHP aynı şekilde samimi bir duruş sergiledi.
Şu tablo gerçekliği ortaya koyuyor yeterince.
Cuma günü dokunulmazlık teklifinin tümü üzerinde yapılan son oylamaya katılan milletvekili sayısı: 531.
AK Parti eksiksiz katıldı: 316.
MHP eksiksiz: 40.
CHP 10 eksikle katıldı: 123.
HDP 8 eksikle: 51.
Tümü üzerinde yapılan oylamada kabul sayısı: 376. Bu demektir ki CHP’den 20 kişi “kabul” dedi.
Ret sayısı: 140. Bu demektir ki CHP’den 89 kişi HDP ile birlikte “ret” oyu verdi.
Geçersiz, boş ve çekimser oyların sayısı da nihai oylamada 15 olarak görünüyor.
Bu tablodan çıkan sonuç CHP’nin siyaseten parçalanmışlık halini gösteriyor.
89 kişinin HDP ile birlikte haraket etmesi, CHP’nin kendi içinde nasıl derin bir bölünmüşlük içine girdiğinin resmidir.
Ulusalcı diye nitelendirilen grubun gücü anlaşılıyor ki çok az.
Bu CHP kendi içinde bir bütün değil.
Siyasi liderlikten de cesaretten de yoksun bir parti.
CHP içindeki HDP ağırlığı, dahası mezhepçi-sosyalist damar, CHP’nin asıl yaslandığı toplumsal dinamikleri siyaseten parçalanma noktasına götürür mü, zaman gösterir elbet.
“Fezlekeler genel kurula getirilsin, korkumuz yok bizim, önce biz evet diyeceğiz!” diyenlerin başında HDP geliyordu.
HDP şimdi başka bir telden çalıyor.
Şimdi ise siyasetin alanının daraltılmak istendiğinden dem vuruyorlar.
Külliyen yalan!
Korkmuyoruz diye efelenenlerden kaçının yurtdışına kapağı atıp atmayacağı şimdiden merak konusu.
Bir de HDP öyle bir algı oluşturdu ki sanki bir tek kendilerine dokunulacakmış gibi!
Bu satırların yazarının da, başka AK Partili vekillerin de fezlekeleri var.
Bizim yaptığımız, tüm milletvekilleri hakkında tanzim edilen fezlekeleri yargıya taşımaktan ibarettir.
Yani sadece HDP’liler değil, bizler de fezlekeleri olan her partiden milletvekilleri gidip yargılanacak!
AK Parti’ye 17-25 Aralık sürecinde, “Yargıya gidin, aklanın öyle gelin!” diyenler şimdi nedense “Bu yargıya güvenilmez!” deyip durmaya başladılar.
“Korkmuyoruz, hodri meydan!” diye efeleniyorlardı. Şimdi, “Bu yargıya güvenilmez!” diyorlar.
Madem yargıya güvenilmez idiyse, bizim yargıya gidip aklanmamızı niye ısrarla istiyordunuz ha söyler misiniz?
İlkesizliğin bini bir para bu ülkede...
Yalana da kılıf dayanmıyor, vesselam...