Önceki gün Meclis’te dokunulmazlık konusunda yapılan oylama ile yeni bir dönem başladı. Bazı milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının doğrudan savcılara gönderilmesini sağlayacak Anayasa değişikliğinin, maddelere geçilmesi 348 oyla kabul edildi. Birinci maddede kabul oyları 350’ye, ikinci maddede ise 357’ye çıktı. 20 Mayıs Cuma günü ikinci tur oylama yapılacak.
CHP tavrını değiştirmezse, Cuma günü 367 rakamına ulaşılamayacak ve Ağustos ayında referanduma gidilecek.
CHP Genel Başkanı, bir televizyon programında “evet” oyu kullanacaklarını açıklamasına rağmen oylamaya katılan CHP milletvekillerinin büyük çoğunluğu -belki de tamamı- “hayır” oyu kullandılar.
CHP, dokunulmazlıklar konusunda kırk katır mı, kırk satır mı tercihi ile karşı karşıyadır. Ya katırlara bağlanıp parça parça olacak, ya da satırlarda doğranacak...
CHP bu duruma neden düştü? Çünkü devletin terörle mücadelesi konusunda milletten ve devletten yana tavır koymadı. Kılıçdaroğlu yönetiminde, CHP teröre karşı devleti destekleyen tarihî duruşunu terk etti. Şimdi bunun bedelini ödeyecek.
Eğer referanduma gidilirse, başta Cumhurbaşkanı, AK Parti ve MHP, CHP’nin teröre ve teröristlere nasıl destek verdiğini günlerce anlatacaklar. CHP her gün Çin işkencesi görecek. CHP tabanı isyan edecek. Kılıçdaroğlu’nun devrilmesi için muhaliflere altın tepsi içinde fırsat sunulmuş olacak.
Cuma günü yapılacak oylamada on kadar CHP milletvekili evet oyu kullanırsa, referanduma gerek kalmayacak. Bu defa da CHP içinde milletvekili ağırlıklı bir isyan çıkacak. ABD, AB ve HDP, CHP yönetimini topa tutacak. Bu durumda da Kılıçdaroğlu’nun işi yine çok zor olacak.
Kılıçdaroğlu’nun başka tercihi yok; ya kırk katır, ya kırk satır... Sonlardan bir son...
Dokunulmazlık konusu, HDP için de bir son olacak. PKK’nın masum köylüleri 30 metrelik çukurda paramparça etmesi, Kürt vicdanını da paramparça etti. Bölücü terör örgütünün ve onun destekçisi HDP’nin hendek siyaseti, Kürt siyasi hareketini nefessiz bıraktı. Artık Kürt seçmenden oksijen alamazlar.
PKK seviciler, Demirtaş’ı saz çalarak parlatanlar, onu bir lider olarak selamlayanlar, Doğan medyası, Gülen medyası da zor durumda. Neye alet oldukları, hangi ihanetin değirmenine su taşıdıkları ortada... “Türkiye’nin partisi” diye ambalajladıkları HDP için yolun sonu göründü. Şimdi, “ HDP’yi Meclis’ten atarsanız azla çözüm olmaz” yollu yaptıkları dayatma, devleti kararlılığından asla vazgeçiremez.
Çünkü her gün şehitler verdiğimiz terörle mücadele, topyekûn bir mücadeledir. PKK’nın belinin kırıldığı şu günlerde, terör örgütüne hayat öpücüğü kondurulmasına Millet Meclisi izin vermeyecektir. Teröre destek verenler, teröristi himaye edenler Meclis çatısı altında bulunamazlar.
Demirtaş’ın, milli vicdana sapladığı hançerleri ve devlete meydan okumalarını unutmuş değiliz. Ne Diyarbakır Sur’da teröristlerin kaçmasını sağlamak için yaptığı yürüyüş çağrısını unuttuk. Ne hendeklerdeki teröristlere selamını, ne Moskova ve Washington’daki yalvarmalarını... Ne HDP milletvekillerinin katliam yapan teröristlerin taziyesine gitmesini, ne terörist tabutunun başında bu milletin en zoruna giden o alçakça konuşmalarını... Millet; bölücü terör örgütüyle ve onları Meclis çatısı altında destekleyenlerle, “başka parlamentolar kurarız” diyenlerle mücadelede, sarsılmayan bir irade görmek istiyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılması ile şer ittifakına, terörle mücadelede kararlılık mesajı verilecektir.