27 mayıs 1918’de Tiflis’te Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilir. Bu oldukça meşekkatli tarihi yol, ciddi facialarla doludur. Bu coğrafyadakı enerji kaynakları, her fırsatta yabancı müdahelelere neden oldu. Ve sanki bu normal bir durummuş gibi hayatımıza karıştı. Azerbaycan Doğu’da ilk Cumhuriyet modelini benimseyen devlet olarak resmen 28 Mayıs’ı Cumhuriyet günü olarak kutlamaktadır.
Bu iki sene devam eden Cumhuriyetin sukutu1920 28 Nisanı’nda yeniden Rusya’nın işgali ile sonlanıyor. Lakin bu kısa tarih 90’ların başında Sovyetlerin çöküşü ile yeniden bağımsız Azerbaycan formasyonunda geri dönüyor.1918’de ilan edilen Demokratik Cumhuriyetin her uygulamasını bayrak ve tüm devlet kurum ve kuruluşlarının yaranma günü dahil her konsepti bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti mirasçı olarak 1991’den itibaren uygulamaya başlıyor.
Üzücü olan odur ki Azerbaycan 1918-1920 arasında ilan ettiği Cumhuriyetin tarihi, bu tarihi görevleri üstlenen milli mücadele şahsiyetlerini daha sonralar Sovyet tarih sahfalarında hain olarak belirledi. Aslında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti sadece bağımsızlığını değil Rusya’nın işgali ile tüm o tarihe ait olan değerlerini, arazilerini, bayrağını, milli marşını ve en önemlisi milli aydınlarını kaybetti.
20. yüzyılın başlarında ilan edilen Azerbaycan Cumhuriyeti kuruluşunda Osmanlı devletinin desteği Kafkas İslam Ordusu’nun Nuri Paşa komutanlığındaki duruşu Azerbaycan tarihinin vazgeçilmez şanlı tarihi olarak bilinmektedir. Gerçi Sovyet tarihi bu tarihi farklı yorumlayarak halka farklı tarih sunmada pek başarılı olamadı. Israrla Osmanlı Ordusu’nun Azerbaycan’a gelişini işgal olarak göstermeye çalışsa da, halen bunu yapmakta hevesli olanlara rağmen, bu tarihi dramın asıl niyetlerini görmemiz kesindir. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin 1920’de Rusya tarafınca işgalinden itabaren tam 90’ların başına kadar Azerbaycan tarihinde Osmanlı kötüleme, Türk askerlerini işgalçı olarak empoze etme çabalarına rağmen halk burada şehit düşen Osmanlı askerlerinin mezarlarını 70 sene gizlice korumayı başardı. Azerbaycan’da halkın gizli saklı 70 sene yerini bilip koruduğu bolşeviklerden sakladıgı asker mezarlarının üzerinde bugün Azerbaycan ve Türkiye bayrakları dalgalanmaktadır.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin hazin çöküşü halen bu tarihin kahramanlarının mezarlarının farklı farklı mühacir oldukları ülkelerde bulunması acı vermektedir. 1918 Mayıs’ta ilan edilen Cumhuriyet tarihine imza atan Mehmet Emin Resulzade, Feteli Hoylu, Elimardan Topçubaşov ve daha nice isimler seviye, eğitim ve kapasite olarak ciddi devlet adamları kimliklerini ortaya koymaya müesser oldular. Bu şahsiyetler daha sonra Rusya’nın işgali sonrası bir kısmı yurtdışına çıkma mecburiyeti yaşadı, kalanlar ya öldürüldü veya tutuklandı. Mehmet Emin Resulzade’nin hikayesi ise başlı başına film konusu olmayı hakediyor. Bu şahsiyetin ömrünün sonuna kadar bağımsız Azerbaycan mücadelesini dışarıda vermekle o ülküyü ayakta tutan lider olarak fikir fidanlarının dikilmesinde bu fikriyatın ta 90’ların başına Azerbaycan’ın bağımsızlık mübarezesine kadar serüvende mübareze felsefesini yazdıkları, söyledikleriyle bu dünyada olmamasına rağmen gerekli rolü üstlenmesi takdire şayandır.
Mehmet Emin bey Azerbaycan’dan mühacir olduktan sonra tüm aile bireyleri ciddi baskı ve saldırılara maruz kaldı. Resulzadenin ailesi Bolşevik ülkesinde itildi, kakıldı, hainin evlatları olarak belirlendi. Tabii ki halkın gönlündeki taht hiç bir zaman yerini başkalarına bırakmadı. Ama resmi olarak söylem ve eylemler Resulzade ve silah arkadaşları için uygulananlar içler acısı hikayedir.
Tabii ki tarih her ne kadar da değiştirilmeye çalışılsa da gerçeğin silinmesine müsaade etmiyor. Bu hüzünlü ama şerefli hikayede en can yakan durum Azerbaycan topraklarının bir kısmında taviz verilmesi oldu. Doğrudur Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi ve 2 sene ömrü oldu 1918-1920 arasında. Şimdiki Ermenistan başkenti olarak bilinen Erevan şehri Tiflis’te ilan edilen Cumhuriyet tarihinin tavizidir ne yazıkki. Resulzade liderliğinde kurulan Milli Cumhuriyetin o zamanki arazileri 113.9 bin km2 olurken Rusyanın 1920’deki işgalinden sonraki dönemde Azerbaycan arazileri 86.6 bin km2’ye düştü. Çünkü Sovyet kardeşliği sloganlarıyla Azerbaycan toprakları Ermenistan ve Gürcistan Cumhuriyetlerine hediye edildi. Bir kısmı ise Kuzey Kafkasya sınırlarına terkedildi. Bunun ismi ise hepimiz nasıl olsa Sovyet vatandaşlarıyız ne fark eder toprakların hangi sınırlarda olduğu, önemli olan hepsi Sovyet topraklarıdır.
Evet hüzünlü olaylarla dolu ama şerefli tarihdir bu tarih. Azerbaycan Cumhuriyetinin 95 yaşı tamam oluyor. Bugün her şeyden önce bu tarihi bize yaşatanlara vefayla şükranla SELAM
OLSUN demek istedim. Başta Mehmet Emin Resulzade olmak üzere tüm dava arkadaşlarına kurşunlanan nice aydınlarımıza ailesi paramparça olan nice fedakarlara bu Cumhuriyetin banilerine mühaciret ömrü yaşamak zorunda kalan vatan hasretiyle dünyası değişen insanlara Resulzade ve dava dostlarının mefkuresini halen yaşatan tüm büyükleremize TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Bu hikayenin en başında Büyük devlet adamı aydın MEFKURE sahibi şahsiyet Mehmet Emin Resulzade inam ve ufukötesi sezgisiyle BİR KERE YÜKSELEN BAYRAK BİR DAHA İNMEZ demiştir. Her şeye rağmen bu FELSEFE içerisindeki özle birlikte hep yaşadı hep yaşamaktadır.