Geçtiğimiz Cuma akşamından başlayarak, günlerdir Doğu Perinçek AK Parti iktidarını tehdit ediyor.
Ulusal Kanal’da konuşan Doğu Perinçek özetle, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı, Başbakan Binali Yıldırım’ı, AK Parti iktidarını uyarıyorum; dediklerimi yapmazsanız AK Parti iktidarını yıkar ve yerine yeni bir iktidar kurarız” diyor.
AK Parti iktidarının, yeni bir darbe kalkışmasına önlem olarak askeri birliklerin önünü ağır vasıtalarla kapatmasının yanı sıra, 15 Temmuz akşamı darbeci askerlerin tanklarıyla çıktıkları kışlaların kapatılması, darbeci subay yetiştiren askeri okulların kapatılması, Kuvvet Komutanlıkları’nın Milli Savunma Bakanlığı’na, Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması, kısacası orduyu sivilleştirmeye yönelik icraatları belli ki Doğu Perinçek’i çok rahatsız ediyor.
Ancak beni Doğu Perinçek’in bu rahatsızlığından çok, bunu dile getirirken kullandığı üslup rahatsız etti.
Doğu Perinçek’in bu rahatsızlığını, AK Parti iktidarına tehditler savuran, emirler veren bir üslupla mı dile getirmesi gerekirdi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Binali Yıldırım’a “Siz devlet terbiyesinden yoksun kişilersiniz” diyerek hakaret etmesi mi gerekirdi?
Ulusal Kanal’da Doğu Perinçek’in bu konuşmasına bakan da sanır ki, AK Parti iktidarı Doğu Perinçek’in emir eri.
Böylesine bir üstten bakış, böylesine bir tehdit, en hafif deyimiyle haddini bilmezlik değil mi?
Ve de şu anda iktidarıyla muhalefetiyle oluşturulan yumuşama, uzlaşma ortamını dinamitlemek değil mi?
AK Parti iktidarının öncelikli muhatapları olan ne Meclis’teki partiler ve ne de Doğu Perinçek’in partisi hariç Meclis dışındaki partiler, AK Parti iktidarına “Dediklerimizi yapmazsanız sizi yıkarız” diye tehditler savurmuyor.
Başbakan Binali Yıldırım da, CHP, MHP başta olmak üzere diğer tüm partilerin liderleri de ülkedeki yumuşama, uzlaşma ortamının bozulmamasına itina ediyor.
Ama Doğu Perinçek kalkıyor; “Dediklerimi yapmazsanız sizi yıkarız” diyerek Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, AK Parti iktidarına tehditler savurabiliyor.
Bu sözleri işiten de sanır ki, Tayyip Erdoğan milletin yüzde 52’sinin oyunu alıp cumhurbaşkanı seçilmemiş.
Bu sözleri duyan da sanır ki, AK Parti milletin yüzde 50’sinin oyunu alıp iktidara gelmemiş.
Peki kırk yıldır seçimlere giren Doğu Perinçek’in partisinin milletten aldığı oy oranı nedir?
Binde birdir.
Acaba Doğu Perinçek binde biri, yüzde 50’den ve de yüzde 52’den büyük mü sanıyor?!
Onun için mi AK Parti iktidarına büyüklük taslayıp tepeden bakıp onu tehdit edebiliyor?
Bu ne haddini bilmezliktir.
Yüzde 52’nin temsilcisi Tayyip Erdoğan, yüzde 50’nin temsilcisi Binali Yıldırım, binde birin temsilcisi Doğu Perinçek ne derse “Başüstüne” deyip yapacak, öyle mi?
Binde birin temsilcisi Doğu Perinçek, yüzde 52’nin temsilcisi Tayyip Erdoğan’a, yüzde 50’nin temsilcisi Binali Yıldırım’a emir eri muamelesi yapacak, öyle mi?
Belli ki Doğu Perinçek kendisini başkomutan, Tayyip Erdoğan’ı da emir eri sanıyor!
Belli ki Doğu Perinçek kendisini başbakan, Binali Yıldırım’ı da sekreteri sanıyor!
Ne yapalım, öyle sansın; nitekim aklını yitiren bazıları da kendini Napolyon sanıyor!