Cümleyi yeniden yazacağım; Doğu merkezli düşmanlık kurgulamak Batı’yı kurtaramayacak! Özellikle ekonomide düştüğü paradokslardan çıkmasını sağlamayacak!
Sevgili dostlarım, uzun süredir ısrarla altını çiziyorum; Yeni bir DÜNYA DÜZENİ ve yeni bir diyalektik zorlanıyor... Bu denklem DOĞU merkezli bir “düşmanlık” üzerine kurgulanmak isteniyor ve bu yolda adımlar atılıyor...
İzninizle konuyu biraz açalım... Kısa bir süre önce bir yazarın notunu paylaşmıştım, şöyle diyordu; Pasifik çağ’a DOĞU önderlik edecek...
Bu noktada bir tespit yapalım; Çin’in son çıkışı sonrası FED’in “faiz arttırma söyleminden” geri adımlar atması ve özellikle Rusya-Çin oluşumu önemli sinyaller üretiyor! Peki Türkiye YENİ DENGE’den nasıl etkilenecek?
Sevgili dostlar, ana tezi sorgularken bir süredir Batı’nın Doğu’ya hakimiyetinin bitişinden bahsediyor ve YENİ DÜZEN-YENİ DENKLEM tanımını yapmaya çalışıyorum. Aslında bu detayı sorgulayan dünya genelinde birçok yazı kaleme alınıyor. Yeni denklemi ve hakim güçleri kendi bakış açılarından tarif eden birçok yazar var. Bütün bu yazıların ortak bir karesi var; bölgemizde tanımlanan yeni büyük güç denklemi içinde Türkiye mutlaka var. Kimi Rus-Türk, kimi Avro-Türk, kimi Türk-İslam coğrafyası olarak tarif ediyor. Burada tercih ve oluşum büyük ölçüde elimizde olmakla birlikte Türkiye’nin artık birçok seçeneği olduğu açık...
İşte tam bu noktada Türkiye’nin attığı enerji adımları yani Nükleer enerji, Hazar entegrasyonu ve Kuzey Irak işbirliği çok önemli. Bu adımları engellemek isteyenlerin de sayısı az değil. Özellikle Almanya’dan gelen “biz nükleerden vazgeçtik 2022’ye kadar kapatıyoruz, siz de yapmayın” açıklamaları ve içerideki uzantıların eylemleri dikkat çekici...
Hemen soralım; Türkiye’yi terör ile ÖZDEŞLEŞTİREREK KARALAMAK DAHİL “bu oyun neden oynanıyor”...
Soruya cevap olarak kısa bir şekilde tezimi paylaşmak istiyorum: son 10 yıldır sürekli büyüyen-genleşen, Avrupa küçülürken % 4’lük oranları yakalayabilen Türkiye, önümüzdeki 10 yılda yani 2023’e giderken, dünya genelinde oluşabilecek “genel büyüme trendini” kat be kat üstünde bir ivme yakalayacak ve bu ivme için gerekli enerjiyi “nükleer katkı” olmadan sağlamamız da mümkün değil! Kuzey Irak ve Hazar yukarıda belirttiğim gibi diğer önemli 2 bileşen...
Sevgili dostlar, Almanya ve bazı ülkelerin “diğerlerini” tuzağa düşürme yolunda “alır gibi göründükleri” kararları görünce inanın çileden çıkıyorum! Bu açıklamalar bir de içerideki “yerleşik lobiler” tarafından sahiplenip pazarlanınca iş çok başka noktalara gidiyor... Çok açık yazayım; “enerji dinamiklerimizi” hakkında Türkiye’de korkunç bir lobi var! Amaçları tek ve net; Türkiye’yi daha 1970’lerde “geçebileceği”-GEÇEMEDİĞİ, nükleer enerjiden uzak tutmak, enerji faturası üzerinden borçlandırmak ve “ölçek büyütmesine” engel olmak! Daha açık yazayım; Büyüyen Türkiye’nin önünü kesmek ve Türkiye’yi çıktığı kabuğa geri doldurmak! Kuzey Irak ile oluşacak işbirliğini güçlendiren ÇÖZÜM SÜRECİ’ni baltalama çalışmaları da içten-dıştan devam ediyor...
Sevgili dostlar, Menderes “Amerika’dan para alamadığı” için Petrol Ofisi’ni Ruslar’a satmak isterken “canından oldu”! Hareketi yapanlar kendilerine göre ülkeyi kurtarıyorlardı fakat gerçekte bugün Türkiye’de “altın çıkarılmasına” iyi niyetle engel olmaya çalışan “vatandaşlarımızdan” farkları yoktu! Almanlara göre Türkiye altın çıkarmamalıydı, birilerine göre de o dönemde Rusya ile işbirliği yapılmamalıydı...
YENİ DÜNYA DÜZENİ içinde “çok net bir büyüme” trendine giren Türkiye için “enerji” en hayati başlık! Ve en önemlisi Türkiye yeni enerji açılımını “Afrika’dan Orta Doğu’ya, Kuzey Irak’tan Rusya’dan hatta Japonya’ya uzanan yeni bir hat üstünde” yapacak!
Sonuç: Türkiye ve “periferisinde” yeni bir “emperyal” güç doğuyor. Emperyal fakat emperyalist değil! Bu fark ÇOK ÖNEMLİ! Bu oluşuma sadece “Türk-İslam” coğrafyası olarak bakmayın. Bu yapı Rusya, Çin, İran, Hindistan, Orta Doğu ve Orta Asya’da birçok “yeni beraberlikleri de” içine alıyor ve birçok yeni tezi de kapsıyor. Bu YENİ DENGE aynı zamanda Türkiye sınırları içinde yaşayanlara “tek kimlikli-çok kültürlü” yeni bir “açılımı da” içeriyor. Konjonktürel ve bilinçli adımlarla ortaya çıkan yapı “çok büyük ve çok kapsamlı”!
Son söz: Türkiye “yeni bir açılımın” ve yıllar sürecek bir büyüme trendinin eşiğinde! VE BU BÜYÜME YENİ DENKLEMİN ÖZÜ olacak! Peki dünya bundan nasıl etkilenecek? Sorgulamaya devam edeceğiz...