Galibiyet camiaya güneşli bir gün yaşatmıştır. Güneşli günleri devamlı yaşamak camianın özlemidir. Peki, yetkililer güneşli günlere ulaşmak için bekleyen kışa hazır mı? Eldeki kadro doğru yönetilirse ve kazanma isteği yüksek olursa özlenene ulaşmak olasıdır.
Savunması ve ön liberosu maç başlamadan taraftarınca sayılabilen takım mutlaka şampiyonluğun en güçlü adayıdır.
Trabzonspor’un orta saha ve forvet zenginliği ortada. Bu maçta Yatabare’nin sağ tarafta da verimli olabileceği görüldü. Özer’in iyileşmesi takıma katkı verecektir. Yusuf bir çırpıda kenara koyulacak futbolcu olmamalı. Serdar ve Fatih’ten hem tecrübe, hem de fizik olarak daha faydalı.
Maçtaki en büyük mutluluk Cardozo idi. Geçmişi başarılar ile dolu ne futbolcular gördü bu taraftar. Çoğu geçmiş başarıları ile yaşamaya devam ettiler. Ama Cardozo geldiği takımda ve şehirde mutlu ve başarılarına devam etmek istiyor. Ve en önemlisi takım arkadaşlarına örnek olmaya çalışıyor.
Önemli bir konu da maçtan sonra yaşananlar... Rıza Çalımbay, Beşiktaş’tan takım arkadaşımdır. Terbiyeli ve namuslu bir arkadaştır.
“Trabzon gibi büyük bir takımın hocasının her iki takımın futbolcularına baba şefkati ile yaklaşması gerekir” gibi bir cümle kurması çok incitici değil. Ama Hakan Ünsal’ın televizyonda Trabzon hocasına “terbiyesiz” kelimesini kullanması hoş olmadı. Ancak tanıdığım bugüne kadar bu uslupla konuştuğuna şahit olmadığım Hakan’ın aynı gece başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’ndan dün de camiadan özür dilemesini de takdir ettim. Yakışanı yaptı..
Vahit beyin gözünün önünde önce Mustafa Akbaş’ın sonra Serdar’ın yediği darbelere dayanamayıp tepki vermesi bence bugüne kadarki en haklı tepkisiydi. Bu açıdan Vahit beyi kutluyorum. Maçlardan sonra Vahit beyin “Başkanımızı sevindirdiğim için mutluyum” cümlesini bırakıp, “Camiayı sevindirdiğim için mutluyum” demesini bekliyorum.
Taraftarımıza da tepkisiz kalmamayı ama tepkide de acele etmemesini tavsiye ederim. Yoğunlaşılacak yer alınacak galibiyetlerdir. Hedef çoğaldıkca güç zayıflar...