Diziler insanlara hayat tarzı pompalar, bilinçaltına işler mi?Siyasi değil bilimsel bir tartışmadır bu aslında.Adına subliminal mesaj denilir ve burada mesaj bilince değil bilinçaltına gönderilir. Gerçekte en çok reklam ve propaganda da kullanılır ama zaman içerisinde dizi ve filmlere de yayılmıştır. Çok basit bir örnekle açıklayayım, sevdiğiniz bir dizi karakterinin rol gereği kullandığı eşyanın markası aslında size yollanmış subliminal bir mesajdır. İşin bilimsel tartışma kısmı aslında daha uzun. Subliminal mesajları, göz çukuru ya da bilimsel adıyla fovea’nın algıladığı, gözün bu kısmının retinanın küçük nesneleri ve ayrıntıları ayırt etme yeteneğinin en yüksek olduğu kısmı söylenir. Mesajların 25. karede yer aldığından tutun da digital müzik içerisinde de olduğuna dair yayınlar, bilimsel tartışmalar var ama biz konumuza dönelim.
***
Türkiye’de diziler ve programlar hayat tarzı pompalar mı sorusunu konuşalım.Bu konuda RTÜK’ün geçmişte verdiği emsal kararlar var. Mesela erkeklerin kadın kılığına girip yarıştıkları bir format daha başlamadan Kurul tarafından veto edilmişti. Gerekçe de özendirici olma ihtimaliydi. Bir başka örnek daha vereyim. Hollywood ve Amerikan sinema sektörü Musevi sermayesinin en etkin olduğu yerlerden biridir.O yüzden aşk filmlerinden tutun da, macera filmlerine kadar,dinle hiç alakası olmayan filmlerde bile iyi karakterlerden biri mutlaka Musevi’dir.
***
O kadar uzağa gitmeye ya da bilimsel tartışmalara o kadar dalmaya gerek yok aslında. Bir dönem Kurtlar Vadisi’yle ilgili çok sayıda özendirme tartışması yaşanmıştı.Subliminal mesaj falan değil bu sadece özenmek denilen şeydi.Bugün günlük hayatta kullandığımız dil dizilerin etkisi açısından son derece çarpıcı örneklerle doludur.
Halvetten tutun da Recep İvedik karakterinin garip bağırışlarına kadar günlük konuşmalarımıza girmiş bir sürü cümle bulabilirsiniz. Bunları yazmamın sebebi televizyon ve sinemanın insanın gerek bilincine gerekse de bilinçaltına işlediğini hatırlatmak.
***
Türkiye’de dizilerin insanların hayatındaki etkileri üzerine hazırlanmış tezler var. Bir kısmı son derece ikna edici örneklerle dolu bir kısmı peşin kabul görmüş düşünceleri doğrulama amaçlı.Kesin olan işin bilimsel kısmını tıpkı diğer ülkeler gibi fazla konuşmadığımız ve bilmediğimiz. Ne de olsa seyretmek düşünmekten daha kolay...