Ece Erken ve Serkan Uçar... Evlilikleri kadar boşanmaları da olay ve haber oldu. Geçen hafta Kuruçeşme’de başlayan, Etiler’de alevlenen bir tartışmaları vardı.
Bu haftaya da yine onlarla başladık. Bir iddia, Serkan Uçar’ın “Neden evde bebeğin yanında değislin?” diye Ece Erken’in gittiği mekana gitmesi bir diğer iddia boşanmış eşin takibi... Dizi film olsa çekirdek çıtlatarak izlenebilecek bir hale geldi bu ilişki.
Ama dizi kahramanı değil gerçek insanlardan söz ediyoruz ve işin medya açısından önemli hale gelmesi bir süre sonra bağımlılık yaratabilir ve hatta süreci daha kriminal bir hale de getirebilir. Bu haberin peşinde koşan kameraman arkadaşlar, magazinde bile ne günlere kaldık diyor mudur acaba?
***
Bir konuştuklarımız var bir de konuşmamız gerekenler... Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merkel’in oturduğu koltukları konuştu fazlasıyla medya.
Yıllarca AB üyeliğini savunmuş, uğraşmış biri olarak, 4 başlıkta daha müzakerelerin başlaması demek psikolojik eşik olan yarıdan fazla başlığı açmak demek benim için.
İşe insani tarafından baktığımda, Avrupa Birliği’nin mülteci akınının önüne geçmek konuşmalarda yer verdiği ortak değerlerin lafta kaldığını görüyorum.
Koltuklar konuşulmasın mı? İsteyen konuşabilir benim itirazım önem sırasının karışmasına...
Sonuçta Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nde o koltuklar ki bir süredir Devlet Konuk Evi olarak kullanıyor orası... Türkiye için hayati olan koltuklarsa lafım yok değilse o zaman neden koltuklar konuşulanların önüne geçti? Bazen bir komedi filmi haline geliyor Türkiye’de öncelikler...
***
Fenerbahçe’den bahsetmeden olmaz medya üzerine bir yazı... Sezon başında şiir gibi futbol beklenen takım ancak heceleyen öğrenci durumunda. Medyanın iki tür refleksi var...
Birincisi Başkan Aziz Yıldırım’ı korumak ikincisi faturayı teknik direktör önüne koymak. Başka bir ülkeden gelen biri gazeteleri okuyup, spor programlarını seyretse, çok iyi takımı Aziz Yıldırım’ın kurduğunu, kötü teknik adamı da Aziz Yıldırım karşıtlarının göreve getirdiğini zanneder.
Doğru sadece bir kısmı alınarak anlatılabilen bir durum değildir. Gelelim Volkan ve Tolunay Kafkas’ın durumuna...
Futbol Federasyonu her iki isme de ceza olarak ekrandan yansıyan görüntülerini bin kez izleme cezası vermeli. İnsan kendisini daha ne kadar antipatik kılabilir acaba farkındalar mı?
***
Dizilerde ilişkiler olaylı olabilir ki zaten ilginç kılmanın yollarından biridir bu. Dizilerde öncelikler, önem sıraları karışabilir, bu da senaryoların ayrılmaz parçasıdır.
Dizilerde, kötü adamlar nedense hep yüzde 100 kötü insanlardır, öyle oldukları zaman seyirci nefret eder ve kayıtsız kalamaz...
Tüm bu yazdıklarım dizilerde olunca normal... Ancak bizim memlekette diziler ve gerçek hayat birbirine çok karışmış durumda...