Terörle mücadelede çok önemli bir aşama kaydetti Türkiye. Ülke içindeki terörist sayısı iki elin parmaklarıyla sayılacak kadar azalırken dağa çıkışlar sıfıra yaklaştı.
Başka güzel göstergeler de var çözüm sürecinde doğru yolda olduğumuzu gösteren.
Evladı bir nedenle terör örgütünün ağına düşen anne-babaların sürdürdüğü mücadele PKK’yı ve siyasi uzantılarını fena sersemletti. Ortaklarını ise iyot gibi çıkardı açığa. PKK ve sebep olanlar hakkında iki satır eleştiri cümlesi kuramayan, gözü yaşlı ve son derece haklı ailelerin yanında yer alamayan herkes dahildir buna.
Sayıları 200’ye yaklaşan aile, 500 günü aşkın bir süredir “çocuklarımızı dağa onlar gönderdi” dedikleri HDP’nin kapısında. Şu ana kadar 20 kişi de geri dönmüş durumda evlerine. Dönenler, geride kalanların fırsat kolladığını, pişman olduklarını, kıdemli teröristlerin her tür istismarına maruz kaldıklarını anlatıyorlar yana yakıla.
HDP’den menfaatlenen çevreler lekelemeye çalışsa da, evlat izi sürerken çıktı HDP o ailelerin karşılarına. HDP kapısından giren çocuklar kendilerini PKK’da buldular.
Aileler de çocuklarını HDP’den istiyor, PKK’dan alıyorlar neticede. Adres doğru yani! Kaldı ki HDP Esenyurt ilçe binası da bize HDP ofislerinin PKK bürosu olarak çalıştığını bir kez daha ispatladı.
Terörle mücadelede bir başka gösterge ise terör örgütünün her alanına hakim olduğu, halkını baskı altında tuttuğu şehirlerde artık huzurun ve asayişin hakim olması. Yakın bir döneme dek PKK bölgede esnafa kepenk kapattırır, çocukları polise taş atmaya zorlar, gençleri suça bulaştırır, kendisine tabi olmayanlara ise ya paranı ya evladını diyerek işkence eder, vermeyenin canına kast ederdi.
Bu korkunç döngü PKK’nın şehirlerden, FETÖ’nün devletin kritik noktalarından temizlenmesiyle kırılabildi ancak. PKK’nın cirit atamadığı, sempatizanlarının mecburen pıstığı yeni bir düzlem var.
Daha düne kadar “gerillacılık” oynayan, polise taş atmayı sokak aktivitesi sanan çocuklar suça bulaşmadan büyüyorlar şükür. Her tür propaganda imkanıyla, siyasi parti, sivil toplum örgütü, gençlik kampı ayaklarıyla gençleri “kazanmaya” kalkanlar yargıda hesaba çekildikçe gençlerin hayalleri de değişiyor. Polis Akademisi yetkililerinden aldığım bilgiye göre Diyarbakır’ın, Şırnak’ın Hakkari’nin gençleri polis olmak istiyor artık. Akademiye başvuru sayılarında anlamlı artışlar olmuş.
Devletin vatandaşına yaklaşımı değiştikçe ve terör örgütünün tasallutu engellendikçe güvenlik güçlerine güvenmeye başladı Kürt gençleri de.
Nihayetinde “Kürt sorunu” diye adlandırılan sorun alanlarının 2003’ten bu yana -AK Parti iktidarları döneminde- çözüldüğü bir hakikat. Kürtçe konuşmak, eğitim almak, mahkemede savunma yapmak, Kürtçe propaganda yapmak, çocuğuna dilediği Kürt ismini vermek yasaktı çünkü. Muhalefete rağmenyapılan yasal düzenlemelerle birer birer aşıldı yasaklar. Üniversitelerde Kürtçe bölümler açıldı, TRT Kürtçe yayına başladı, Anadolu Ajansı 2013’ten beri farklı lehçelerde Kürtçe haber geçiyor abonelerine.
Bunu görüyor Kürtler. Uzak geçmişi bilmese de yakın tarihlerde PKK’nın bölgede nasıl terör estirdiğini, devletinse nasıl titiz ve şefkatli bir tutum sergilediğine şahit 2000 sonrası doğan gençler.
Ama bu noktaya da kolay gelinmedi. Çok canımız yandı, çok uğraş verildi.
Zira kırsalda ağır kayıplar veren PKK’nın 2000’lerin başından itibaren terör hedefi şehirlere yönelmişti. Suriye’deki iç savaşı fırsat bilerek bölgede strateji değiştirdi 2010 sonrası. Şehir yapılanmaları YDGH adıyla gençleri silahlandırmaya, belediye araçlarıyla sokak aralarında hendekler açmaya, barikatlar kurmaya başladı.
FETÖ elemanlarının PKK ile eşgüdümlü hareket ettiği ve vatandaşının can güvenliğinden sorumlu olan “devletin elini kolunu kilitlediği” günlerde HDP ve DBP’li siyasetçiler de KCK talimatıyla özerklik ilan ediyordu.
Böyle bir aralıkta gitti Türkiye 7 Haziran 2015’te seçimlere. HDP kendine yeni imajlar, yeni partnerler bulmuştu. CHP ile hedef birliği ediyordu artık, “seni başkan yaptırmayacağız” diyorlardı irtibatlı oldukları başkentlerle beraber.
Sonrası çok zor oldu. Devlet bir yandan kendi içindeki hainleri ayıklamaya, yeniden yapılanmaya, bir yandan sokak aralarında sivillerin arasına karışan, onları kendine siper eden, kapı eşiklerine bebek beşiklerine bomba tuzaklayan teröristleri etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
Sivillerin, masumların saçının teline zarar gelmesin diye çok titiz davranıldı. Hendekler kapatıldı, barikatlar kaldırıldı, bölge halkının kanını emen, hayatını zehir eden PKK böylelikle etkisiz hale getirildi. Bütün o süreçlerde 793 vatan evladı can paresi güvenlik görevlimiz şehit edildi, 314 sivil vatandaş hayatını kaybetti. Canımız ne çok yandı.
Hala zorlu coğrafi ve iklim koşullarına rağmen gece gündüz demeden Türkiye’nin güvenliği ve huzuru için mücadele veriyor güvenlik güçleri. Doğru yolda olduğumuzu ise polis olmak isteyen Kürt gençleri bir kez daha ispatlıyor.