Diyarbakır Anneleri’nin evlat nöbeti 500 günü geçti. 22 Ağustos’ta Hacire annenin başlattığı eylem, çocuğu HDP tarafından PKK’ya gönderilen diğer annelere de cesaret oldu ve 3 Eylül’de evlat nöbeti böylece başladı.
Hacire annenin açtığı yolda yürüyen yürekli anneler, 514 gündür katil bir örgütün elinden çocuklarını almaya çalışıyor. Kimisi başardı kimisi hala bekliyor. Kimisi evladının öldüğü haberini aldı.
Gidip sorun o annelere, hepsinin hikayesi, her birimizin evinde yaşanan günlük bir rutinle başlamış; kimisi “Okula diye uğurladım ve daha da görmedim” diyor. Kızı kaçırılan bir anne, saçlarını hala ben tarardım diyor. Bir başkası her gün kullandığı ilaçlarını vardı diye dertleniyor.
514 gün oldu, pes etmeden bekliyorlar. Sadece kendi çocukları için değil, çocukları dağa götürülmüş tüm anneler ve çocukları için de nöbet tutuyorlar.
**
Sesleri çıktığınca haykırıyorlar, gidebileceği kadar uzağa gitsin sesimiz diyorlar. Terör inlerinde saklananlara, çocuklarını Kandil’de, Suriye’de alıkoyanlara ve bu çocuk katili düzeneğe her gün odun taşıyanlara...
Sadece HDP’lilere değil, onlarla iş tutan CHP’lilere, İyi Parti’lilere de sesleniyorlar.
Kandil’deki ya da Kobani’deki teröristler kadar onların Avrupalı, Amerikalı hamilerine de çocuklarımızı siz kaçırdınız, çocuk katilisiniz diyorlar.
Selahattin Demirtaş’ın çocukları kaç gündür babalarından ayrı kahvaltı yapıyor diye duyar kasan sözde aktivistlere de sesleniyorlar; bizim çocuklarımız sağ mı onu bile bilmiyoruz, diyorlar.
*
CHP belediyesinin temizlik görevlileri HDP Esenyurt ilçe binasını dezenfekte ederken ortaya çıkan gerçeği yani HDP bürolarının PKK örgüt evi olduğunu, Diyarbakır anneleri 514 gündün haykırıyor zaten.
HDP’nin kapısında oturup, çocuklarımızı bunlar dağa kaldırdı, PKK’ya giden yol buradan geçiyor diyorlar…
Daha ne desinler…
Ama duymak isteyene…
Diyarbakır anneleri HDP’nin PKK’ya çalıştığını, PKK için eleman devşirdiğini, çocuk kaçırdığını dünyanın yüzüne vuruyor da savaş suçlarını raporlayanlar, çocukları silah altına almanın suç olduğunu yazıp duranlar, hiç oralı olmuyor.
Çünkü tezgah çok büyük.
PKK’nın YPG üzerinden legalleştirilmesine büyük para yatırıldı, bu tezgaha çok emek verildi.
**
Adının önünde prof. yazan bir HDP’li, annelere zafer işareti yapınca herkes şaşırdı ya, asıl şaşıranlara şaşırmalı.
O sözde siyasetçileri, Diyarbakır Anneleri kadar rahatsız eden bir şey yok. SİHA’ların verdiği zarardan fazlasını veriyorlar PKK ve HDP’ye.
Ayrıca hizmet ettikleri örgütün elebaşı, Kürt kadınlarının “dinin etkisinde kalarak pasifleştiğini ve çocuklarının PKK’ya katılmasına engel olduğunu” söylüyor.
“PKK’ya katılırsan hakkımı helal etmem” diyen Kürt kadınlarına da “Ne hakkın var senin aptal kadın” diye hakaret ediyor.
**
PKK, Kürt toplumunu dönüştürmek için kadınları seçti. Kadını sözde özgürleştirerek Kürtleri boyunduruktan kurtaracaktı. Çünkü geleneksek dindar Kürt kadını, PKK’nın en güçlü düşmanıydı. Bu yüzden ilk hedefi, “PKK’ya gidersen hakkımı helal etmem” diyen dindar Kürt kadınının yerine Öcalan’ın “Sizi ben yarattım” dediği HDP sıralarında gördüğümüz kadınları koymaktı.
Öcalan’a kendini ‘ilah’ gibi hissettiren, örgütün tornasından çıkmış kadınlar... Suriye’de savaştırılan, Batı’ya pazarlanan kadın tipi… Belgeselleri çekilen, posterleri yapılan, ‘Female State’ diye makaleleri yazılan PKK’nın “ekolojik feminist” yeni yüzü olan kadınlar….
Diyarbakır Anneleri, PKK’nın kendini Batılı hamilerine beğendirmek için çizdiği bu imajı yerle bir ediyor.
Türk solunu PKK ile birleştirme, hepsini HDP çatısı atında legalize etme, CHP-İyi Parti-HDP ittifakı, bu ittifaka Gelecek ve Dava Partilerinin dahil edilmesi vs.
Diyarbakır Anneleri bu tezgahı da dağıtıyor.