CHP Genel Başkanı Özgür Özel şaşırtmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti Genel Merkezinde görüştükten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Meclis'teki makam odasında görüşmesi diyalog zeminini genişletti.
Erdoğan ile görüşmede not alan iki isim vardı ama Bahçeli ile 45 dakika süren görüşme baş başa oldu.
Özel bu görüşme ile ilgili olarak partisinin Grup toplantısında şunu dedi:
"Sayın Bahçeli ile verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Hem ev sahipliği hem fikir alışverişleri hem de kıymetli aktarımlar için kendisine teşekkür ediyorum. Sayın Bahçeli ile bundan sonraki sürece dâhil olarak son derece yapıcı bir şekilde bunları değerlendirdiğimizi paylaşabilirim."
CHP lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştükten sonra da "Ben dünkü toplantının Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade etmek isterim" demişti.
Bu açıdan bakıldığında CHP ile AK Parti ve MHP arasında bahar havası diyebileceğimiz bir atmosferin oluştuğu söylenebilir.
Sırtında yumurta küfesi olan Cumhur İttifakı açısından ciddi bir sıkıntı gözlenmezken, CHP tarafında/laik kesimde, erken başlayan tartışma ve tepkiler var.
Bunları dörde ayırabiliriz.
1. 31 Mart'tan seçim zaferi ile çıkmış CHP'nin, aniden Erdoğan ve Bahçeli ile diyalog çabasına girişmesi, tabanın hazır olmadığı bir durum.
Erdoğan düşmanlığı ile doldurulmuş CHP kitlesi, "bu da nereden çıktı?" şaşkınlığını ve telaşını yaşıyor.
CHP'li kalemler yüksek sesle söylemeseler de satır aralında, "siz kiminle uzlaşıyorsunuz?", "Erdoğan'ın oyununa gelinmesin" itirazları yayılıyor. Fatih Portakal, Sözcü TV'de soruyor: "Erdoğan, Özel'i mi kullanıyor?"
Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarı, Rahmetli Kadir Mısıroğlu'ndan hatırlatmalar yaparak, "Neye karşı yumuşadığınızı iyi görün!" diyor.
2. Kemal Kılıçdaroğlu faktörü. Özel'in Erdoğan ziyaretine ilk tepki eski genel başkan Kılıçdaroğlu'ndan geldi. "Saray ile müzakere değil mücadele edilir" diye patladı.
Özgür Özel bunu iplemedi. "Müzakere de edilir, mücadele de edilir" deyiverdi. Ama birkaç gün sonra Kılıçdaroğlu ile baş başa yemekte buluşmak zorunda kaldı. İkna etmeye çalıştı mı, Kılıçdaroğlu onu tersledi mi, bilinmiyor...
Kılıçdaroğlu bu yumuşama meselesinin peşini bırakmaz. Çünkü derdi üzüm yemek değil, Özgün Özel'i dövmek.
3. Ekrem İmamoğlu faktörü.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da sessiz kalarak tepki veriyor. Özel'in demokrasimizin kilometre taşı dediği bir yumuşamaya sahip çıkmadı.
Tam tersine, Erdoğan-Özel görüşmesini sabote edercesine, görüşme öncesinde CNN İnternational'a verdiği mülâkatta, Cumhurbaşkanını hedef aldı, "Erdoğan, otoriterleşen rejimin başı tabii ki" dedi.
Özel, Kılıçdaroğlu ile görüştüğü gibi İmamoğlu ile görüşmeyi düşünmedi.
2028'de Cumhurbaşkanı adaylığını kafaya koymuş İmamoğlu; Erdoğan ile görüşmesinden sonra Özel'in adaylığının konuşulmaya başlanmasından rahatsızlığını gizleyemiyor...
4. DEM Parti meselesi. Özgür Özel'in, Erdoğan ile görüşmesinin hemen ertesi günü DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, CHP Lideri Özgür Özel'i ziyaret etti.
Elbette Özgür Özel, Erdoğan ile yaptıkları görüşme hakkında kendilerini bilgilendirdi. Onların tepkilerini aldı.
CHP tabanındaki şaşkınlık ve telaş, DEM Parti yönetiminde/seçmeninde de olmuştur. Bilhassa MHP lideri Bahçeli ile görüşme, PKK'nın siyasî partisini tedirgin etmiştir.
Diyalog, yumuşama elbette siyasette tercih edilen yoldur.
Ancak kutuplaşma temelli siyasetin getirdiği ve seçim dönemlerinin derinleştirdiği ayrışmayı bitirmek kolay olmayacaktır.
Erdoğan, Bahçeli ve Özgür Özel'de bu konuda bir siyasî irade var.
Başlatılan diyalog ve yumuşama çabalarının Türkiye'nin lehine olacağını düşünüyorlar.
İşleri kolay değil.
CHP tarafının; Cumhur İttifakı tabanını çok rahatsız eden söylemlerinden, milletimizin damarına basan pervasızlıklardan vazgeçmediği görülüyor.
Tahammülün sınırlarını zorlayacakları besbelli.