Müslüman ülkede insanlar sorgulama yapmaz.” “Türkiye’deki eğitim düzeyi de bu sorgulamayı yapmaya müsait değil.”
Bu cümleler Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman’a ait.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuk olduğu programda Türk vatandaşlarını, müslümanlığı zem eden bir gazeteci Amberin Zaman.
Biraz daha geriye gidelim.
2008 yılına.
“Dogmacı”dan tutun, “otokrat”a, “gerçeklerden kopuk” nitelemesinden, “sandığa gömdüğü parti liderlerine benzedi” yakıştırmasına, hatta “reformları durdurdu” diyebilecek kadar, Erdoğan ve Türkiye hakkında (kendi ifadesiyle) gerçeklerden kopuk beyanları da arşivlerde yerini almıştı.
Ancak bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterirdi.
Amberin Zaman hiçbirinizin, hiçbirimizin aklına gelmeyen, gelemeyen bir tespitte bulundu. Son tweetinde;
“Washington’dan bakınca: Erdoğan kalıcı. Bilginize” dedi.
Amberin Hanım, sizin o beğenmediğiniz, “Sorgulama kabiliyeti yok. Zaten eğitimsizler de” dediğiniz Türk halkının en az yarısı, bunu son 13 yıldır görüyor zaten.
Amerika’da nasıl adlandırıyorlar bilmiyorum ama bizim buralarda buna “feraset” diyorlar.
Feraset sahibi olmak, bu öngörüde bulunmak için sizin gibi Newyork’ta doğmak, üniversiteyi İsviçre’de bitirmek, Amerikalı bir diplomatla evli olup Ermenistan’da yaşamak gerekmiyor.
Dışarıdan değil, içeriden bakmak ve az biraz feraset olması kafi.
PES...
“Korkuyorum... Hem de çok korkuyorum... Bir muhalif cümle sarf eder de içeri atılırım endişesi taşıyorum” diyen “Taş Fırın” erkeğini, önceki gün Ülke TV’de Turgay Güler’in programında izledim.
Hayretler içindeyim.
Hayretimin sebebi Tamer Karadağlı’nın Erdoğan güzellemesi değil.
Sebep, Gezi olayları ile ilgili cehaleti. Hadi kibarca söyleyelim bilgisizliği.
Karadağlı’ya “3. Köprüyü, havalimanını, HES’leri, Nükleer santralı istemeyen Gezi Heyeti’nin taleplerini nasıl karşılamıştınız” diye sordu Turgay.
Karadağlı’nın cevabı “Öyle mi dediler? Haberim yok” oldu.
Türkiye’de sanatçı olmak, “aydın” sınıfına girmek böyle oluyor heralde.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak.
‘Allah uzun ömür versin...’
Pensilvanya’daki emekli vaiz son konuşmasında “ölüm ve ölmekten” bahsetmiş. 24 TV’de yayınlanan Günün Manşeti programında, partnerim Melih Altınok’un yorumuna katılmamak elde değil.
“Allah uzun ömürler versin” diye başlayıp, “Ölümden bahsetmesin. Daha Türkiye’ye gelecek. Yargılanacak. Bunlar olmadan ölmek olmaz” diyor Altınok.
Doğru söze ne denir.