Dağın büyüklüğünü, eteğindekiler göremez. Görmek için biraz mesafeye ihtiyaç vardır. O zaman dağın büyüklüğü tüm ihtişamıyla görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; bazılarının haset, bazılarının hayranlıkla baktığı ve sadece baktığı değil, hem de öğrendiği bir liderdir.
Erdoğan’la ilgili, içeriden biri yazdığında muhakkak ki, ya yalaka yada yandaş ismi takıldığı da aşikardır.
Benim durumum da ise, bu yakıştırmalar yersiz ve anlamsız olduğu için fırsatı iyice değerlendirip, bir de dirilişin kod adının neden Erdoğan olduğunu anlatmaya gayret edeyim.
Osmanlı Cihan Devleti’nin çöküşünden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çok çileler çekti ve nice Mehmetçiklerini toprak için feda etti. Bu devlet zorluklarla, yokluklarla kurulduğu için de bir başka mana taşımaktadır.
Ben küçüktüm ve halen Sovyetler Birliği var idi. Babamın, radyo frekanslarında zar zor İstanbul Radyosunu bulabilme çabasını iyi hatırlıyorum. Ayrıydık lakin orada, uzakta bizden birilerinin kaderini,kendi kaderi gibi hisseden babam ve onun şahsında Türkistan coğrafyasındaki insanların, gizli gizli İstanbul’dan haber alma telaşını yaşamaktaydı. Bunu küçükken artık anlamıştım. Esaretinde olduğumuz Sovyetlerin kurduğu oyunlar, onun karşısında Amerika’nın kurguları, daha sonralar benim için araştırma konusu oldu. Lakin o günlerde, sadece babamın hasretle dinlemeye gayret ettiği,“Osmanlı yadigârı” dediği İstanbul var idi. Tüm dünyamız orayla büyüyüp, orayla küçülüyordu.
Koca bir çınar olan Osmanlı’yı; bir taraftan milliyetçi akımlarla, diğer taraftan da Arap coğrafyasından kalkan isyanlarla çökmeye götüren o zamanki zihniyet, Türkiye kurulurken, her kurumuyla kendisine mahkûm bir sistemin peşindeydi.
Atatürk sonrası tarihi irdelediğimizde ise, bu gayretin bayağı baş verdiğini de görüyoruz maalesef.
Osmanlı gibi muazzam bir devletin hamurundan yoğrulmuş Anadolu insanı, zaman zaman bu kurguyu bozmaya gayret etti. Menderes’ler, Türkeş’ler, Özal’lar, Erbakan’lar meydana çıkmaktaydı.
Ve idamlar, zehirlenerek yok etmeler, iktidardan indirmeler, zindanlara atılmaların hepsi bu Anadolu evlatlarının birer birer kaderleri oldu.
Recep Tayyip Erdoğan; başlı başına yeni ve hiç kuşkusuz, daha sonralar siyaset kitaplarında öğrenilecek ve öğretilecek milli bir öykünün kahramanıdır.
Nedenine gelince; mesele, sadece cesaretinde, liderlik vasfından ibaret değildir. Bu lider a’dan z’ye, bu milletin kaderini değiştirme konusunda ne yapacağını en iyi şekilde bildiği için hedefi belirlemiştir.
İçi boşaltılmış, büyük ülkülere yeniden can vermek, umutla başlar. Erdoğan; umudun ismi oldu.
Yeniden UMUT, yeniden dirilmeye yol açar. Bir bakarsın, “her şey bitti” dediğin o an, yeniden UMUT parlar.
Her kurumu ile bir yerlerle bağlı hale getirilen o koca devletin varisi Türkiye’nin, çektiği veya ona çektirilen tüm dertlerin başı, yeniden dirilmenin önünü her halükarda kesmek idi.
Türkiye’nin, Osmanlı’ya bağlı tüm değerleri doğasında barındırmakta olduğunu, önünü kesme yolunda kafa çalıştıranlar iyi biliyor. Dolayısı ile İslam değerleri, Osmanlı Cihan Devleti’nin mefkûresinin yeniden dirilmesi, bir zamanlar onun bitmesini oluşturanlar için ölüm kalım savaşını andıracak facia demektir. Onun için Recep Tayyip Erdoğan’dan daha ziyade onun mefkûresi, bu mefkûreyi gerçeğe dönüştürebilecek cesareti ve zekâsı, dirilişin ta kendisi olarak anlaşıldı. Aslında çok doğru anlamışlar. Çünkü dağın büyüklüğünü uzak mesafede duranlar görür. Görür, eğer meselesi bu dağı yok etmekse,o zaman dağın eteğinde bulunup, büyüklükten haberdar olmayanları, dağla savaştıracak kadar sinsi planları tasarlar. Tıpkı, şimdilerde, bazı odakların ülke içerisinde yapmaya gayret ettiği gibi, içeriden saldırı ve yıpratmakla zannediyorlar ki, Erdoğan yıpranır. Ama gafil bilmez ki, bu çabalar Erdoğan’a değil, Türkiye’nin yeniden daha güçlü DİRİLİŞİNE saldırı olarak tarihe geçmektedir. Bu dirilişin yeni mimarının ismi, Erdoğan’dır hiç kuşkusuz. Dava arkadaşları ve sevenleri elbette ki çok hem de çok kıymetli ve önemlidir. Meseleye nefsi bakmadan, kıskanmadan olayı değerlendirenler, yeniden DİRİLİŞ hareketinin vazgeçilmezleri olarak anılacaktır...
Erdoğan’ın varlığını iyi değerlendirmek, bu zeki devlet adamının siyaset stratejilerini uygulamada destek olmayanlar, hiç olmazsa köstek olmamakla, yeniden DİRİLMEYE hizmet etmiş olacaklar...