Miladî yeni seneyle birlikte geride bıraktığımız 2022 senesinin muhasebesi yapılırken 2023'de nelerin olabileceği konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Ekim ayında "Türkiye Yüzyılı" hedefini açıklamıştı. Kendi ifadesiyle, "vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde altın kıymetinde yılları heba edilen" Türkiye'yi lider ülke yapma yolunda devasa adımlar atan Başkan Erdoğan, Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılında yeni bir Türkiye inşa etmek istiyor.
Takriben 5-6 ay içerisinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi bu bağlamda çok önemli. Seçimin neticesine göre ya Türkiye lider ülke olma yolunda menzile ulaşmış olacak veyahut heba edilen yıllara yenileri eklenecek.
Batı ve Batıcılar panikte. Batı, Türkiye'de maaşa bağladığı gazetecilerden umduğunu bulamayınca Başkan Erdoğan'ın aleyhine haber yapacak yeni gazetecileri aramayı açıktan yapmaya başladılar. Görüldüğü üzere Batı yakasında işler planladıkları gibi gitmiyor, kaht-ı rical yaşıyorlar.
Başkan Erdoğan'a karşı kurulan masa da karıştı. Kendi aralarında anlaşamadıkları için aday açıklayamıyorlar. "Aday belirlemek kolay iş, biz prensipleri konuşuyoruz" diyerek tabanlarından gelen tepkileri bastırmaya çalışıyorlar ama herkesin bildiği sır şu: Adayın kim olacağı hususu onlar için en zor iş.
Öyle ya, mâdem aday belirlemek kolay, öyleyse önce adayı belirleyin sonra da prensipleri günlerce mi aylarca mı konuşursanız konuşun. Niye seçmenlerinizin psikolojisi bozup intihar etme aşamasına getiriyorsunuz?
Neyse, onları bulundukları çukurda debelenmeleriyle baş başa bırakıp sadede geleyim. Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu "İstikbâl İslamındır" adlı eserinde geçmişin hatırlatılmasının ehemmiyeti hakkında şunları yazar: "... geçmişin hatırlatılması ve o dönemi tanımayan gençlere hayal ettirilmesi, geleceğin tespiti kadar önemlidir."
Yazımın başında belirttiğim üzere herkes geçen senenin muhasebesini yaparken Başkan Erdoğan, yılın bitmesine 1 gün kala katıldığı bir programda gençlere geçen son 100 yılın karanlık günlerini anlattı.
3. Uluslararası İlahiyat Gençlik Buluşması ve İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni'nde konuşan Başkan Erdoğan "Eski Türkiye"yi gençlere şu sözlerle anlattı: "Tek parti zihniyetinin Türkiye'nin üzerine adeta karabasan gibi çöktüğü bu dönemin milletimizin hafızasında derin yaralar açtığı bir hakikattir. Necip Fazıl tarihimizin bu safhasını Allah ve ahlak demenin yasaklandığı yıllar olarak tarif ediyor. Minarelerimizin 18 yıl boyunca Ezanı Muhammedîye hasret kaldığı, camilerimizin bakımsızlıktan dolayı yıkıldığı, satıldığı hatta ahıra çevrildiği, Kuran-ı Kerim eğitiminin ancak gizli saklı şekilde verilebildiği, hakkı ve hakikati söyleyen alimlerimizin horlandığı, yargılandığı, asıldığı, medeniyetimize ait ne varsa gerilik emaresi denilerek aşağılandığı, insanımızın bırakın camide namaz kıldıracak imamı, cenazesini dini usullere göre yıkayacak gassal bile bulamadığı... (...) Milletimize asli kimliğini hatırlatan tüm değerlerin silinmek istendiği bu korkunç yıllarda diğer ilmi faaliyetler gibi ilahiyat eğitimi de verilemedi. Sadece gassal yetiştireceksin. Oradan geliyoruz. Benim imam hatipteki İngilizce hocam, siz ölü yıkamak için mi buraya geldiniz diye bize derste söylüyordu. Bizim nereye gideceğimizin, nereye varacağımızın farkında değildi. Nereden, nereye."
Başkan Erdoğan gençlere karanlık geçmişi anlattıktan sonra onlara geleceğe dair şu mühim ikâzda bulundu: "Karşımdaki tablo gerek hanım kardeşlerim, gerek beyefendi kardeşlerim yarın gece merhaba diyeceğimiz 2023'ü Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun dibacesi haline getirmeye var mıyız? Buna hazır mıyız? Bunun için 2023 seçimleri büyük önem taşıyor. Türkiye bu seçimlerde sadece gelecek 5 yılının değil gelecek 25 yılının, 50 yılının hatta 100 yılının nasıl olacağına karar verecektir. Ülkemiz son 20 yıldır kesintisiz sürdürdüğü kutlu yürüyüşünü daha da hızlandıracak, ya da sonu çıkmaz olan karanlık bir yola girecektir. Türkiye ya güçlü, vizyoner, dirayetli liderlik altında geleceğe yürüyecek ya da kavganın, entrikanın gırla gittiği yapının esiri olacaktır. Milletimiz ya 20 yıl öncesinin kaotik günlerine geri dönecek ya da aydınlık yarınlarına yürümeye devam edecektir. Özellikle gençlerimizden sandığa gittiklerinde oylarını kullanmadan önce sadece iki siyasi ittifak arasında değil aynı zamanda iki Türkiye arasında da tercih yaptıklarını unutmamalarını istirham ediyorum."