Büyük değişimler, sadece lokal savaşlar sonucu meydana çıkan dağılım sürecini getirmez. Daha da beteri olur. Yeniçağın başlangıcına giden yol, büyük dağılım sonucu meydana çıkar.
Batı’da artan veya suni bir biçimde artırılan İslam karşıtı motife baktığımızda, bunun “yeni, kullanışlı, masaüstünde hazırlanan operasyon” olduğunu görebiliyoruz.
Uzaktan tanımaya gayret ettiğimiz Amerikan sosyolojisi üzerine kimsenin çalışmadığı bu dönemde; Rusya, Çin, İran, Afganistan, Almanya, İngiltere, Japonya dâhil birçok odak noktaları irdelenmelidir.
İslam karşıtı gelişmelere bakarken Hristiyanlığın tüm argümanlarını okumamız ve yeni dönemin şartlarını bu argümanlara göre anlamamız lazım.
Toplumlarda bastırılmış dini reflekslerin şimdi devreye girmesi, bir taraftan sitemlerin ve suni dizayn edilmiş senaryoların sonucu, diğer taraftan sosyoloji üzerine toplumsal mühendislik gayretlerinin neticesidir.
Rusya - Ukrayna arasındaki çatışma noktalarına bakarken, “din üzerinden” kimse okuma yapmadı mesela! 24 Nisan sözde Ermeni meselesine şimdi yeni kamufle bulma gayreti, hatta Müslümanların Hristiyanlara zulmü başlığının bu dönemde işlenmeye başlamasını da genel planlama çerçevesinde görmemiz lazım. Biri veya birileri ısrarla dinlerarası savaş peşinde.
Rusya’nın Ortodoksluk üzerinden dindarlık motifini pekiştirme sevdasını, Amerika’nın seçimlerini bile etkileyecek dindar ekibin devrede kabul görmesi, hepsini yeniden yorumlamamız gerekecektir.
İsrail’in kendine vaat edilmiş toprak hayalleri üzerinden siyaset inşa ederken, Amerikan dindarlarının bunu hoş görmesi veya bunu teşvik etmesi bile büyük savaş ortamını körükleme hevesidir.
Bu durumda İslam’a karşı ve İslam üzerine dizayn edilen durumları tepeden tırnağa analiz etmemiz, hatta gerekirse bunun için enstitülerin çalışması lazım. Türkiye’de bu konular üzerine bir kaç akademisyen veya araştırmacı yazar dışında odaklanan birilerinin olmaması, yeni dönemin kodlarını okumamıza engel türündendir. ABD, İngiltere, Rusya gibi küresel oyun peşinde olan güçlerin, dünya düzenini “dinler üzerinden okuma gayreti ve buna göre refleks üretmesi” boş değildir, tesadüf hiç değildir! İslam’ın esas kalesi olan Türkiye’nin esas meselelerinden biri olarak, bu konuya odaklanması şarttır ve vazgeçilmezdir. Kapıya dayanan yeni içerikli savaşa, sadece ordu ile değil, hem de tezleri çürütecek argüman üreterek yürümemiz gerekecektir.