Diamond Tema isimli bir YouTuber'in yayını üzerine başlatılan soruşturma birkaç gündür gündemimizde. Bu tip konularda açılan her soruşturmanın davaya dönüşmediğini, davaların hepsinde mahkûmiyet kararı çıkmadığını da biliyoruz zaten.
Şahsen, Tema'nın söylediklerine dair birtakım itirazlarım var, ancak ihtisas alanım olmadığı için girmeyeceğim bu konuya. Ayrıca Tema'nın bizatihi kendisinin abartıldığını da düşünüyorum. Biraz popüler olma merakı ile harmanlanmış "eski tartışmaları" gündeme getirme telaşı, biraz felsefe kavramlarına vakfiyet, "yargılayıcı bir ifade" hepsi bu.
Konuştuğu konuların hiçbiri yeni değil. Yıllar öncesinin tartışmalarının, "dijital medya pazarına yeni düşmesinden" ibaret bu durum. İlk duyan için "çok ilginç" sadece, o kadar!
Hukuki yön
Hiç kimsenin nasıl cümle kurması gerektiğini salık vermek haddimiz değil... Ancak ifadelere dikkat etmek ve özenli olmak, gerektiği de herkesçe bilinmeli. Her durum "suç" olarak nitelenemez. Hele de konu "ifade" olunca keskin sınırlar çizmek mümkün de değil zaten!
Hukukta temel kural şudur: Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.
AİHM'in çerçevesi
AİHM'e göre, dinsel görüşler ve inançlar söz konusu olduğunda, kamusal bir tartışmaya hiçbir katkısı olmayan başkaları için ucuz saldırı olarak görülebilecek ifadelerden kaçınmak gereklidir. Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, inananların dini inançlarına saygı hususu, dinen kutsal sayılan nesnelerin kışkırtıcı biçimde temsil edilmesi suretiyle ihlal edilebilir. Zira bu tür kışkırtıcı ifadeler veya temsiller demokratik toplumun bir unsuru da olması gereken hoşgörü ruhunun kötü niyetli biçimde ihlali olarak değerlendirilmektedir. (O. P. Enstitute /Avusturya Kararı/1994)
Suçun tanımı
TCK m.216/3'te ifadesini bulan düzenlemeye göre, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen aşağılamak suç olarak kabul edilmiş.
Dini değerler, "inanç sistemi, dini büyükler, ibadet yer ve şekilleri gibi o inanışı temsil eden ve inananlarca dini kıymet atfedilen" her şeyi içerir. Bunlara dönük aşağılama eylemi suçu oluşturur. Ancak her aşağılama eylemi suç kapsamına girmez. Aşağılamanın "barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duyguyu zedelemesi veya zedeleme ihtimalinin somut biçimde" olması aranır (Y18CD-K.2019/598).
Şengör v. DİB
Hatırlanacağı üzere Celal Şengör bir TV programında Hz. Musa ve Hz. İbrahim'in "tarihte olmadığına dair" bir tespit dile getirmişti. Hakkında soruşturma başlatılmıştı ancak bu konuda takipsizlik kararı verildi. Suç duyurusu yapan Diyanet İşleri Başkanlığı idi ve sonuç değişmedi.
Say ve Laçin
Fazıl Say'ın paylaştığı Ömer Hayyam'a ait şiir konusunda da Yargıtay 8. Daire ceza verilmemesine hükmetmişti. Berna Laçin'de yaptığı bir paylaşımda bu suçtan dolayı yargılandı ve beraat etti. Mülkiyelilerin "İnek duası" meselesinde de hem beraat kararı verilmiş hem de öğrencilere verilen disiplin cezası iptal edilmişti.
AYM'ye göre İslam'a saldırı
AYM'ye intikal eden konularda mesele daha geniş yorumlanmıştır. Bağlam ve kaynak aktarımı suretiyle yapılan açıklamaların çoğu hukuka uygun görülürken bir kararında, başvurucunun sosyal medyada ki "uyduruk din", "İslam ilkel ve vahşi bir inançtır", "her Müslüman potansiyel bir katildir" şeklindeki ifadeleri "İslam'a ve Müslümanlara dönük saldırı" olarak nitelenmiştir (B. No: 2014/11255)
Biz, bize benzeriz...
Bir çerçeve çizmek istedim. Her milletin duyarlılığı farklı. Dine bakışı farklı. Toplumunun dinle kurduğu ilişki farklı. Burası Türkiye. Her olguyu bir Alman veya Fransız gibi değerlendirmek mümkün değil. Müslümanların dine karşı hassasiyetini göz ardı etmemek gerekiyor pek tabi. Çizilen uluslararası çerçeveye uygun davranmak sadece "hukukun" ödevi de değil.
Özenli davranmak gerekiyor
Düne kadar kimsenin "farkında bile olmadığı" Tema'nın "ancak İslam'da böyle şeyler olur" ifadesinin, kaba ve bilimsel yaklaşımdan uzak olduğunu söyleyebiliriz ancak suç kapsamına girip girmeyeceği tartışmalı. Esas sorunda burada. Ceza hukuku bağlamında suç olmasa ne olur ki? Toplumsal anlamda bu tepkiye maruz kalacak ifadeleri kullandıktan sonra!
Ve son söz olarak bir hususa dikkat çekeyim: Bu aralar "tepki paylaşımları ile kitle toplama" çalışmaları çoğaldı. İtibar etmemek ve görmezden gelmek en makul çözüm bence!