"Diyanet’ten tuhaf anket” diyor gazete haberi... Yazarın biri, ‘vatandaş memnuniyet anketi’ne takmış, iki-üç densizin bireysel hareketini Diyanet’e mâl etmeye kalkışmış... Sade o mu? Son birkaç gün içinde çok sayıda yazar ve hemen her gazetede ‘olumsuz’ haber ve yorumlara konu oldu Diyanet’in ‘dindarlık araştırması’...
CHP’nin bir milletvekili de, Hürriyet’ten başını uzatmış, soruyor: “Dindarlık ölçüsü nedir ki, çok iyi, iyi, orta, zayıf gibi tespitler yapılsın? İnancın ölçülüp tartılan bir nesne olmadığını Diyanet bilmiyor mu?”
Bugünlerde dini hayat, giyim-kuşam, alkol tüketimi gibi konular olağanüstü popüler; kurumlar hedef tahtası. Koskoca Hasan Cemal bile, gazete haberlerinden yola çıkıp, “Dokunmayın benim hayat tarzıma” yazıları kaleme alıyor...
Hangi kuvvet, kimin hayat tarzına, nerede karışıyor, doğrusu buna da ben şaşırıyorum.
“Dini hisler ölçülür mü, tartılır mı?” gibi saftirik soruları Prof. Yılmaz Esmer okuduğunda ne düşünmüştür acaba? Pek çok yakın dostunun içinde yer aldığı CHP’yi uyarmış mıdır? Ya Prof. Binnaz Toprak? CHP milletvekili olarak bir başka CHP milletvekilinin gafı yüzünden uykusu kaçmış mıdır?
Prof. Yılmaz Esmer ile Prof. Binnaz Toprak, bazen birlikte bazen ayrı ayrı, pek çok kez ‘değerler araştırması’ çalışmaları yapmış, o arada ‘dindarlığı’ ölçülür ve tartılır bir şeymiş gibi vatandaşlara sormuştur.
Yalnız onlar ve başka yerli araştırmacılar olsa neyse, dünyanın dört bir tarafında benzer çalışmalara imza atan yüzlerce araştırmacı ve onlarca kurum bizim yorumcuların cahilliğini duyduğunda ne demiştir acaba? Sözgelimi ABD’nin en önemli araştırma kurumlarından PEW, ne demiştir?
PEW Forum ABD’li bir kurum, ancak dikkatini global alana da yaydığı için erbabınca biliniyor. “Hangi ülkede dini inançların dağılımı nedir, her inanç grubundan insanlar dinlerine hangi oranda sahip çıkıyor?” gibi soruların cevapları, yılda birkaç kez yaptıkları ve her yıl rapora bağladıkları araştırmalardan öğrenilebiliyor.
Son seçimlerden hemen önce yapılmış bir ankete dayanarak, PEW, sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağını 2011 yılı Haziran ayında öngörmüştü. Halkın yarıya yakını (yüzde 48) sorulduğunda “Hayatımdan memnunum” diyormuş; bir yıl önce oran yüzde 38 imiş... Pew“Yüzde 64’ü günde beş vakit namaz kılan bir ülke Türkiye” diyordu.
Global araştırmalar yaptığını söylemiştim Pew’ün, pek çok ülkenin ‘dindarlığı’nı birbirleriyle karşılaştırmaya imkân veren veriler de var elinde. Sözgelimi, zekât ile ilgili şu veri: Bosna-Hersek’te yüzde 81, Kırgizistan’da yüzde 77, Özbekistan’da yüzde 73, Türkiye’de ise yüzde 72 oranındaymış zekât verenler...
Mensubu olduğu Bahçeşehir Üniversitesi adına yürüttüğü son değerler araştırmasında, Prof. Yılmaz Esmer, yalnız beş vakit namaz kılan, Ramazan’ı oruçlu geçiren, zekât verenlerin oranlarını tespit etmekle kalmamış, insanların Tanrı kavramına verdikleri önemi de belirlemiş. Hem de pek çok Batı ülkesiyle karşılaştırmalı olarak... (Türkiye’de insanların neredeyse bütünü için ‘önemli’ bir kavram Tanrı...)
Diyanet bu alanda araştırma yaptırmayı yeni akıl etmiş, oysa Prof. Esmer benzer bir çalışmayı 1996 yılından beri düzenli sürdürüyor.
Cahillik diz boyu bizim ülkede... Diyanet’in yaptırdığı her şeyin kötü olması gerektiğine şartlanmış ve yapılanı kötülemeyi görev bilen tipler derhal hücuma geçtiler... Hem ayıp ettiler, hem de cahilliklerini açığa vurdular.
Vatandaşlardan yüzde 9 kendisini ‘çok dindar’, yüzde 63.1 ise ‘dindar’ olarak tanımlamış (ikisinin toplamı yüzde 72.1); yüzde 50 dini bilgilerinin ‘çok iyi’ ve ‘iyi’ olduğunu beyan etmiş... ‘Hiç dindar değilim’ (1.1) ile ‘herhangi bir dine inanmıyorum’ (0.5) diyenler inanılmaz az çıkmış...
Acaba bu son verinin bilinmesi mi hoşlarına gitmedi? Neden?