Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA)’nın düzenlediği konferanslar kapsamında üç gündür Samsun’dayım. Bu makalenin yayımlanacağı gün de inşaallah Niğde’de olacağım.
Samsun’da kardeşlerimin gösterdiği alâka beni ziyadesiyle mutlu etti; vesilesi de, gösterilen alâkanın sadece şahsıma olmayıp, 28 Şubat cuntasına karşı verilen destansı mücadelenin neşet ettiği fikre olmasınaydı.
Üç gün boyunca Samsun’un çeşitli ilçelerinde planlanmış konferansların dışında zuhûrâta tâbi olup davet edilen her yere gitmeye çalıştım. Neredeyse 24 saat yetmedi. Hamdolsun, yüzlerce kardeşimle hasbıhal etme fırsatını yakaladım. Yaşadıkları sıkıntıları, şikâyetlerini ve memnûniyetlerini rû be rû dinleme imkânım oldu.
Merkezi Samsun’da olan İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi’ni de ziyaret edip, hem merkezin kurucusu İhsan Şenocak hocayla hem de İslâm ahlâkı üzerine yetişmelerine vesile olduğu talebe kardeşlerimle kucaklaştık, dertleştik, “Allah nurunu tamamlayacaktır” ilâhî müjdesini hatırlayıp umudumuz yenileyip kavîleştik!
Bu yazıyı yazdıktan sonra nasip olursa, düzenleyicileri arasında TÜGVA Samsun Üniversite Birimi, Atakum Gençlik Merkezi, Üniversiteli Âkil Gençlik Topluluğu, Yeniler Kulübü ve KADEM Samsun Gençlik Komisyonu’nun olduğu “Eski Türkiye’den Büyük Türkiye’ye Türkiye’nin tarihi misyonu” başlıklı konferansta konuşacağım.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yeni bir sürece girdi. Sadece Türkiye mi, Başkan Erdoğan’ın uluslararası güçlere boyun eğmeyen tavrı dünyanın çeşitli bölgelerinde sömürülen halklarda da karşılık buldu ve dünya çapında bir dönüşüme öncülük ediyor.
Başkan Erdoğan geçtiğimiz hafta Ankara İlahiyat Fakültesi’nin kuruluşunun 70. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen programda “Dindar bir gençlik yetiştirme” idealini bir kez daha tekrarladı: "İnşallah dindar bir gençlik, dindar bir nesil sizin ellerinizde yetişecek. Bunu başardığımız takdirde, çarşıda, sokakta, pazarda o zaman tinercisini, hırsızını, Allah'ın izniyle o zaman görmeyiz veya minimize ederiz. Alkolikleri görmeyiz, niye? Çünkü dindar gençlik bilecek ki alkol haramdır. Dolayısıyla o yola tevessül etmeyecek. Bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduğu bir ülkede, inanıyorum ki tüm mânevî değerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini menfaat, makam, mevki için değil Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır."
Evet, Başkan Erdoğan’ın niyeti, ideali, davası bu!
Başkan Erdoğan ne zaman bu idealini dile getirse ‘Eski Türkiye’ artıkları laiklik histerisine tutulup saldırıya geçiyorlar. Tıynetlerinin gereğini yapıyorlar da ya bizim mahalledekilere ne oluyor?
İnternet adlı gayyâ çukuruna düşen nâhoş bir fotoğraf bir video üzerinden hemen, “Hani dindar nesil yetişecekti, bu ne rezalet” diye yaygaraya başlıyorlar.
Evvel emirde, “su-i misal emsal olmaz” ölçüsünü unutmayalım.
Ardından, sabah konuşulup da akşam olacak bir mevzuyu konuşmadığımızın farkına varalım.
1 asırdır yapılan tahribatı 15-20 yılda tamir etmek nasıl mümkün olacak? Nihayetinde hepimiz ‘Eski Türkiye’nin şuur süzgecinden geçmiş insanlarız. Yapılan hatalar, çamura batmalar, çelişkiler bundandır.
Başkan Erdoğan olması gerekeni ortaya koyuyor, gerçekleşmesi için gerekli şartları da hazırlıyor. Mevzuyu Başkan Erdoğan’a havale edip sorumluluktan kurtulamayız. İşte üç günlük Samsun ziyaretimde, mezkûr sorumluluğu üzerine alıp her şeye rağmen gençleri yetiştirmeye çalışan dava erlerini gördüm.
Özellikle seçilip internette önümüze konulan veya “Anket yaptık gençler dinden uzaklaşıyor” yönlendirmelerine kanıp yeise düşmemek için ““Allah nurunu tamamlayacaktır” âyetini kalbimize ve aklımıza mıhlayalım!..