Suriye rejimi bir hamlesiyle hepimizin dikkatini üzerinde toplamayı başardı. Herhalde derdi bu değildir, ama yine de çok daha önemli konulara kafa yoracağımız yerde düşürülen askeri uçağın doğurduğu sonuçlar üzerinde yoğunlaşıyoruz.
Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimini Müslüman Kardeşler (MK) adayı Muhammed Mursi kazandı; bu gelişme, dünyayı, bölgemizi -ve tabii ülkemizi de- çok yakından ilgilendiriyor. Mısır’da yeni dönem her ülkede ve her alanda etkilerini hissettirecektir, ama Türkiye açısından durum daha da anlamlı.
İlk aşamada bilmemiz gereken şu: MK 1950’li yılların başından beri ‘askeri diktatörlük’ ile yönetilen Mısır’da her zaman var olmuş, ancak hiçbir zaman siyasete ağırlığını koymasına izin verilmemiş bir örgüttür. ‘Yasadışı’ olmadığı dönemlerde bile ‘yasadışı’ muamelesi görmüş bir örgüt...
‘Cumhurbaşkanı Mursi’, bir çok Mısırlı için büyük bir kâbustur...
Ülkedeki askeri yönetimin seçim sonuçlarını içine sindiremediğini tahmin etmek hiç zor değil. Nitekim son ana kadar Mursi yerine emekli bir kuvvet komutanı olan rakibi Ahmet Şefik’in seçildiğinin ilân edilmesi beklendi. Özellikle de cumhurbaşkanının kim olacağını belirlemek için halkın sandık başına gitmesine saatler kala, Anayasa Mahkemesi’nin, genel seçimin sonuçlarını iptal etmesinden sonra...
Genel seçimden de MK önde çıkmıştı... Askerler Tahrir Meydanı’nın yeniden hareketlenmesinin hayırlı sonuçlar doğurmayacağı öngörüsüyle Mursi’nin önünü açmış olabilirler. Veya Meclis’in yetkilerini taşıyan Komuta Konseyi önünde yemin ede rek göreve başlayacak Cumhurbaşkanı Mursi’yi ‘kukla lider’ konumuna çevirebilecekleri beklentisindeler. MK çoğunluğuna sahip Meclis’i dizginlemeyi göze alamasalar da aynı örgütün üyesi cumhurbaşkanı gözlerine kolay lokma görünmüş olabilir...
Hangi sebep geçerli olursa olsun, sonuçta, Mısır tarihinde yepyeni bir sayfanın açıldığını söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Mursi’nin işi hiç kolay değil; özellikle de yeniden yapılacak genel seçime kadar geçecek sürede... Bu süre içerisinde her türlü ayak oyunlarına açık bir ülke olacak Mısır; içeriden ve dışarıdan bu gelişmeyi tasvip etmeyenlerin itibarsızlaştırma kampanyalarından nasibini alacağı gibi, yenilenecek seçimin Mursi’yi rahatlatmayacağı bir tablo çıkarması için de çalışılacaktır.
Kendilerini ‘meşru’ kılacak her türlü tedbiri almış bir ‘Komuta Konseyi’nin perde gerisinden yönettiği bir ülkede sivil cumhurbaşkanı olmayı kim ister? Yönetimdeki askerlerin Türkiye’de 1980 yılında gerçekleşmiş askeri müdahaleyi iyi inceledikleri, 1982 Anayasası’nın cuntaya sağladığı kolaylıkları benimsedikleri ve kendilerini bir tür Milli Güvenlik Kurulu’na dönüştürme planı yaptıkları da biliniyor...
Yine de MK üyesi bir cumhurbaşkanıyla çalışmak zorunda olacaklarını unutmayalım askerlerin... Bir de Tahrir Meydanı’nın dönüştürücü etkisini...
Mısırlı askerlerin ilham kaynağı nasıl Türkiye ve darbeleri ise, MK örgütünün esinlendiği örnek de Ak Parti... MK ile Ak Parti arasında pek çok noktada dağlar kadar fark olmasına rağmen bu böyle... ‘Arap Baharı’ başlar başlamaz ilgisini yoğunlaştırdığı yakın coğrafyadaki değişimin en önemli meyvesi Mısır’la, Suriye yüzünden, maalesef ilgilenemiyor Türkiye... Ne büyük yazıktır, tahmin edemezsiniz.