Henüz 15 yaşında bir futbol fanatiği, ilgi alanında bilgili ve öngörülü olduğunu yetişkinlere ispatlamak istediğinde ne yapar?
Eskiden olsa biraz daha olgunlaşması gerekebilirdi, ama Sam Gardiner adlı çocuğun bugünün dünyasında çok etkin bir kullanım aracı var: Twitter... Samuel Rhodes ismiyle İngiltere’nin önemli iki gazetesine dışarıdan katkıda bulunan bir gazeteci kimliğine bürünmüş; kerli ferli birinin fotoğrafını internetten seçip hesabına ekleyince ‘tebdil-i kişilik’ tamamlanmış, mesajlarına başlamış...
“Yazarıyım” iddiasında bulunduğu Telegraph gazetesinin internet sayfası sorumlusu tarafından sahtekârlığa uyandırıldığında, Twitter firması çocuğun hesabını silmiş... O zamana kadar geçen iki yıl içerisinde, Sam Gardiner, attığı mesajlarla İngiliz futbol dünyasını altüst etmeyi başarmış... Kendisini yetişkin biri sanan futbolculardan dostlar da edinmiş bu arada...
Kendisiyle konuşan Guardian muhabirine, “Na malum, belki büyüyünce politikacı olurum” dediğini okuyunca gülmekten kendimi alamadım. Muhabir de çok gülmüş olmalı ki, ‘mümtaz Twitter şahsiyeti’ni tanıttığı yazısını, “Kabiliyeti açısından galiba en uygun meslek de o” diye bitirmiş...
Amerikan bankacılık sektörünü sarsan bir gelişmeyi de duyurmalıyım: Sektörün babalarından Goldman Sachs’ın asansöründe geçtiği iddiasıyla bazı konuşmalar Twitter’dan yayımlanmaya başlandı. ‘GS asansör dedikodusu’ adıyla üç yıl önce açılan hesaptan, zaman içerisinde sayıları 600 bini aşan takipçilere gönderilen mesajlar ilginçti...
Bankacıları sevmeyen bir bankacı sanıldı mesajları gönderen kişi... Goldman Sachs bu ‘hain’in kim olabileceğini araştırmaya başladı. Şirket binasının asansörlerine, “Lütfen konuştuklarınıza dikkat edin, yerin kulağı var” anlamına uyarılar asıldı. Bütün çabalara rağmen dedikoducunun kimliği tespit edilemediği gibi, asansörde geçtiği söylenen konuşmaların deşifresi de kesilmedi.
Önemli bir yayınevi, Twitter’dan mesaj atan kişinin Goldman Sachs ve bankacılık sektörüyle ilgili çarpıcı ifşaatlarının yer alacağı bir kitabın çok kısa süre sonra çıkacağını ilân etti...
Herkesi şaşırtan gerçek geçen hafta ortaya çıktı: Goldman Sachs asansörü dedikodularını Twitter üzerinden takipçileriyle paylaşan kişinin adı John Lefevre imiş ve adamın Goldman Sachs şirketiyle hiçbir ilişkisi yokmuş... Bir ara çalışmak için başvurmuş, ama o sırada çalıştığı şirket ayrılmasına izin vermediğinden sonu gelmemiş...
Goldman Sachs’ın merkezi ve asansörü New York’ta olduğu halde, Lefevre binlerce kilometre uzaklıktaki Teksas’tan orada olup bitenleri yazmaktaymış... Hayalinden... Bütünüyle uydurmaca...
İyi mi?
Herhalde Gardiner ve Lefevre gibilerin bizdeki uzantısından söz edeceğimi anlamışsınızdır. Bizde de 17 Aralık sonrasında bir Twitter fenomeni ortaya çıktığı anlaşılıyor. Kendisini ‘Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresinden biri’ olarak tanıtan kişi, etrafa kulak vererek öğrendiklerini paylaşıyormuş havasında Twittler gönderiyormuş bir süredir...
‘Muş’ diyorum, çünkü takipçisi değilim ve bugüne kadar yazdığı tek bir mesajı bile görmedim. Ancak futbol hastası çocuk gibi onun yazdıklarını da gerçek zannedenler çıktığı anlaşılıyor. Nasıl küçük Sam bu yolla ünlü futbolcuları kendisinin ‘sahici’ olduğuna inandırmışsa, John Lefevre attığı mesajlarla Goldman Sachs çalışanlarını tek ayak üstünde tutmayı başarmışsa, bizdeki ‘Erdoğan karargâhından biri’ sanılan da kendisine inananlar bulmakta zorlanmamış...
Onun gönderdiği mesajları doğru sanıp yorumlarında kullananlar, haber yapanlar bile çıktığı anlaşılıyor...
Aferin ona...
Meğer gazetesinin sırf bu işle meşgul olsun diye kendisini ücretli izinle mükâfatlandırdığı bir Zaman editörü değil miymiş?
Zekice işler benim hoşuma gider; ancak iş kandırmaca yoluyla siyasi sonuç almaya dönüşürse, zarar verme hedeflenerek yalan şeyler yazılmışsa, yapılan ‘gazetecilik’ değildir. Lefevre’in kitabını çıkaracak yayınevi “Ben bu işte yokum” dedi; Gardiner’in anne-babası sınav dönemi yaklaşan çocukla ilgili inzibat tedbirleri aldı.
Bizdeyse, bir internet haber sitesi, kandırmaca yapana köşe tahsis ediyor...