Hepimiz çok iyi biliyoruz ki diyetsiz kilo vermek mümkün değil. Diyet demek yediğimiz yiyecekler demektir. Yediğimiz ve midemize giren tüm besinlere diyet denir. Yiyeceklerin miktarını kilo verme planına başlamadan önceki yeme potansiyeline göre değişiklik yapmadan kilo verme olanaksızdır. Ancak internette, eczanelerde ve birçok marketlerde artık diyet yaparken yardımcınız diye başlayan cümleler ile doğal, zararsız ve sadece bitkisel olarak ilaç veya destekleyici görme şansımız yükselmeye başladı. Kilo vermeyi amaçlayan birçok birey yemeği kesmeden, yediği yiyeceğin miktarını azaltmadan kolayca kilo vermenin peşine düştüğü için ilaç ve diyet destekleyicileri cazip ve etkileyici olmaktadır. Şişmanlığın ilaç ile tedavisi aslında çoğu zaman talihsizliklerle sonuçlanmıştır.
İlk olarak tedavi için troid hormonu kilolu kişiye bir hekim tarafından önerilmiş ve başlanmıştır. Bu tedavi sonrasında sağlıklı olan kilolu kişide hipertroidizm hastalığı oluşmuştur. Bunu sırası ile dinitrofenol içerikli popüler bir ilaç izlemiş ve bu ilacı kullanan kişilerde katarakt ve sinir ucu iltihapları gözlenmiştir. Daha sonra ise amfetamin etken maddeli ilacın kişide bağımlılığa yol açması ile ilaç kullanımının kilo verme üzerindeki etkinliği tartışılmaya başlanmıştır. Her ilaç deneyimi yeni bir ilacın piyasaya sürülmesi için yeni çalışmalar ve araştırmaların yapılmasına yol açmış ve aminoreks etken maddeli ilaç ile hekimler kilolu bireyleri tedavi etmeye çalışmışlar ve hastalarda pulmoner hipertansiyonun gelişmesi ile oluşan ciddi yan etki sonrasında sağlık kuruluşları ilacı üreten firmanın ilacını piyasada satmasını yasaklamışlardır. Günümüzde fenfluramin etken maddeli ilaç kullanımı ile kalp hastalıkları ilişkisi araştırılıyor.
DNA’YA?GÖRE?BESLENME
Diyet destekleyicileri için de durum açıkçası çok farklı değildir. Kontrolsüz olarak üretilen ve içerisindeki etken maddelerin ne olduğunu dahi çok iyi analiz edilemeyen bu destekleyiciler konusunda dikkatli olunması gerekir. Vücut için ciddi sorunlara neden olan ilaç ve diyet destekleyicileri arayışına girmek yerine, kilo almayı engelleyecek şişmanlıktan korunmayı sağlayacak ve aktivite alanlarının artırmak en doğruyol olacaktır. Günümüzde beslenme bilimi çalışmaları sonuçlarına baktığımızda gelecekte diyet önerilerinin DNA analizine ve hastalık risklerine göre yapılacağını tahmin ediyorum.