Merkez Bankası başkanlarının sinirlerinin de sağlam olması gerekir. 1931’de dünya ekonomisinin en güçlü adamı İngiltere Merkez Bankası Başkanı Montagu Norman’dı. 1929’da başlayan Büyük Buhran, Norman’ın bankasını ve mali sistemi ters köşede yakalamıştı. Son iki yılda süren ekonomik çalkantı ve stres, Norman’ın zaten zayıf olan sinirlerini daha da yıpratmıştı. Ağustos 1931’de Buhran daha büyük dalgayla yeniden vurunca, Norman sinir krizi geçirip dağıttı. Başkan artan stres altında artık iş göremez hale gelmişti. Ağustos ortasında İngiltere Merkez Bankası açıklama yayınladı: Başkan son aylarda yaşanan aşırı stres altında rahatsızlanmış ve hekimlerin önerisiyle görevden geçici süre ayrılmıştır. Ülke dışında seyahat edecek ve dinlenecektir... Türkçesi: Bizim başkanın sigortaları artık bu gerilimi taşıyamıyor. Başkan çekti gitti.
Gerilim taşınacak gibi değildi, Norman gidip başını dinledi, ama o yokken de daha büyük kriz koptu: İngiltere altın standardından çıktı. Gerçi Norman sonra kendini toparlayıp geri geldi ve muhtelif ekonomik ve kişisel krizler geçirmesine rağmen 1944’e kadar Başkan olarak kaldı.
Ben Bernanke de Büyük Buhranı hiç aratmayan bir ortamda FED Başkanlığı yaptı... Ama Bernanke’nin sinir krizi geçirmediğini söyleyebiliriz. Şubat 2006’da FED Başkanı oldu. Kriz 2008’de koptu. Bernanke bu ay sonunda görevi bırakıyor. Saç sakal biraz ağardı, biraz da kilo aldı, ama durumu iyi.
Geçen hafta kapsamlı bir konuşmayla hem Başkanlık döneminin muhasebesini yaptı, hem de öngörülerini anlattı. Öngörü: 2014 konusunda iyimser, ama ihtiyatlı iyimser. Bir durum olursa, hesaplar tutmazsa, FED yine devreye girecek. Aylık alımları azaltsa da sıfır faiz sürecek. Hatta Gelişen Piyasalar için olumlu konuştu. Oralarda büyüme daha hızlı- dedi. Çin ve Meksika’da daha hızlı büyüme için reform gerektiğini söyledi. Yani ABD ve dünyanın gidişatından, hatta Gelişen Piyasalardan FED Başkanı umutlu.
Bernanke, 1929 ve sonrasındaki Büyük Buhran dersine iyi çalışmış bir profesör. O zamanki hataları yenilememek için büyük çaba harcadı ve söylediği şu: Evet kriz sertti, ama çok daha kötüsü olabilirdi ve bunu önledik... Burada haklı. O noktalara gelinmediği için şimdi hafife alınan birçok şeyin önemini anlatmak zor.
Gerçi konuşma sırasında birisi sordu: 2006’da göreve gelince 2008’de krizin geleceğini biliyor olsanız, ne yapardınız? Bernanke de -Bu soru adil değil- dedi. Gerekçesi de şu: Önlem almak için sadece benim bilmem yeterli değil, herkesin bilmesi gerekli... Kriz geliyor diye Merkez Bankası çıkıp kendi başına birşeyler yapsa, ortalık daha da karışır. Kargaşada o yapılanın nedenini nasılını anlatmak güçleşir. Kaldı ki belirsizlik ve puslu şartlar vardı...
Türkçesi: Gidişatı göremedik, kimse göremedi... Sistem öyle bir rüzgara kapılmış gidiyordu ve konut balonu öyle büyümüştü ki, istesem de tek başıma durduramazdım. Merkez Bankası başkanlarının tek başlarına müneccim olup, geleceği göremeyeceklerini söylüyor, Bernanke. Ve müneccim olup geleceği görseler de inandırıcılık sorunu olacağını hatırlatıyor. Bernanke tek başına -Konutta balon var, patlatmak lazım, diye harekete geçse, piyasalar şoke olur, kopacak fırtına da başka kriz yaratırdı. Üstelik bu kez Bernanke kriz yaratmakla suçlanırdı. Ve Bernanke’nin elinde bu kesinlikte harekete geçmesini sağlayacak veri-öngörü yoktu. Zaten hiçbir krizde öyle öngörü olmuyor. Herkes gidişatı aynı biçimde görse, kriz olmaz. Ve herşey olup bittikten sonra geriye gidip -şu şöyle olsaydı- demek de yararsız. Ona -dikiz aynası bilgeliği- deniyor. İş olup bittikten sonra, arabanın tekeri kırıldıktan sonra konuşan çok olur.
Şu noktada FED 2014 için iyimser. ABD için de iyimser, dünya için de iyimser. İşler iyi giderse, aylık alımları azaltmalarının olumsuz etkisi olmayacak, piyasalar yeni bir denge bulacak. İşler iyi gitmezse, aylık alımları azaltmayacak ya da başka cömertlik yapacak. Likidite kesilmiyor, dışarıda fırtına yok, kriz yok.