1995 yılının Haziran’ıydı.
Telefonum çaldı; arayan cumhurbaşkanıydı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Emperyalizm, kapitalizm karşıtlığında senin kafa dengin olan Fidel Castro Türkiye’ye geliyor; benimle de görüşecek” diyerek söze girdi.
Süleyman Demirel ile o günkü telefon görüşmemiz Fidel Castro üzerine konuşmakla geçti.
Fidel Castro ile Süleyman Demirel karşı dünyaların insanlarıydı.
Ama Süleyman Demirel yine de Fidel Castro’ya sempati duyardı.
Fidel Castro deyince akla emperyalizme, kapitalizme direnen adam gelir.
Fidel Castro ile Che Guevara, emperyalizme, kapitalizme direnişin önde gelen iki ismidir.
Dünyanın neresinde emperyalizm, kapitalizm karşıtı bir yürüyüş varsa, Che Guevara ile Fidel Castro’nun resimleri en öndedir.
Küba lideri Fidel Castro, Filistinlilerin mücadelesinin de baş destekçilerindendi.
Elbette o da günahsız, hatasız değildi; onun da hataları eleştirilmeli.
Ancak emperyalizme, kapitalizme karşı olanlar, onu emperyalizmin, kapitalizmin babası ABD’nin ağzıyla eleştirmemeli.
Yine Fidel Castro deyince akla sosyalizm gelir.
90 yaşında ölen Fidel Castro, ömrü boyunca emperyalizm, kapitalizm karşıtlığından, sosyalizm yandaşlığından vazgeçmemiştir.
Emperyalizme, kapitalizme karşı dik durmuş; eğilmemiştir.
Bir zamanlar bizde de böylesine emperyalizm, kapitalizm karşıtı, sosyalizm yandaşı solcular vardı.
ABD askerlerine “Go home” diyorlardı.
“Tam bağımsız Türkiye” diyorlardı.
“Özgürlük” diyorlardı.
“Emek en yüce değerdir” diyorlardı.
“Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” diyorlardı.
“Eşitlik” diyorlardı.
“Kardeşlik” diyorlardı.
“Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için” diyorlardı.
“Kurtuluş yok tek başına; ya hep birlikte ya hiçbirimiz” diyorlardı.
“Kula kulluğa son” diyorlardı.
“Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur” diyorlardı.
“Sömürüye hayır” diyorlardı.
“Sosyal adalet” diyorlardı.
Bunlar ne güzel laflardı.
Bunları söyleyenler ne güzel insanlardı.
Fakat şimdi bunları söyleyen solcu pek kalmadı.
Çünkü eskinin solcularının bir kısmı Türkçü oldu.
Hem de MHP’den fazla Türkçü oldu.
Solcuların bir kısmı da Kürtçü oldu.
Hatta Kürtlerden fazla Kürtçülük yapar oldu.
Örneğin eskinin tanınmış solcularından Ertuğrul Kürkçü, bugün Ertuğrul Kürtçü oldu!
Dünün solcuları bugünün Kürtçüleri artık ABD askerlerine “Git” demiyor; “Gel” diyor.
ABD Başkanına “Yaşa Başkan” diye bağırıyor.
Hatta bazı Kürtçüler, ABD bayrağını siperlerine dikecek kadar işi ABD yandaşlığına vardırıyor.
Günümüzün Kürtçüleri emperyalist ABD’den, sömürgeci Avrupa’dan medet umuyor.
Onları kurtarıcı olarak görüyor.
Evet, eskinin solcularının bir kısmı Türkçü, bir kısmı Kürtçü oldular.
Hatta bir kısmı da FETÖ’cü oldular.
Cümbür cemaat kapitalizme methiye düzenlerden oldular.
Şimdi bunlara “Sosyalizm” desen, “O da ne” diye soracaklar!
Sosyalizmi öylesine unutmuşlar.
Şimdi bunlara “Fidel Castro, Che Guevara” desen, “Onlar da kim” diye soracaklar!
Sosyalist önderleri öylesine unutmuşlar.
Geçmişini unutan solcular bunlar.
Belli ki iflah olmaz Alzheimer hastalığına yakalanmışlar!
Şimdi bunlara “Fidel Castro öldü” desek, hiçbir şey hissetmeyecekler.
Çünkü onlar Fidel Castro gibi sosyalist önderleri de, sosyalizmi de, emperyalizm ile kapitalizme karşı olmayı da zihinlerinde çoktan öldürmüşler!