İnternet… Dijital alem…
Durmadan akan KİRLİ bir nehir gibi…
Bu nehirden SAF, DURU ve TEMİZ su elde etmek mümkün mü?
Evet. Mümkün.
Ama nasıl?
Bu yazıda size internetin faydalarını ya da zararlarını sıralayacak değilim. Ama size nasıl bir alemin içinde olduğumuzun ve ne tür tehditlerle karşı karşıya kaldığımızın fotoğrafını sınırlı da olsa çekmeye çalışayım.
***
Başta belirttiğim gibi kirli bir nehirden su içmeye çalışıyoruz. Bu o kadar kolay bir iş değil ama suyu filtrelemek için gerekli donamımız da yok değil.
Başta muhakeme kabiliyetimiz ve dingin bir bilincimiz var. En çok buna güveneceğiz. Bu iki gücümüzü etkili kullandığımız taktirde gerisi kendiliğinden gelecektir.
***
İşimiz kolay değil. Dijital platformlardan hangisini kullanırsanız kullanın deyim yerindeyse dört bir yandan SALDIRI altında kalıyoruz. Her tıkladığınız bağlantıda ya bir reklam çıkıyor karşınıza ya da bir yönlendirme.
Bir de sosyal medya uygulamaları var. Orada durum daha vahim. Tüm kişisel verilerimiz kayıt altına alınıyor. Kim tarafından nerede, ne zaman, nasıl ve hangi amaçla kullanılacaklarını bilmiyoruz. Sadece kişisel verilerimiz mi? Elbette hayır. Zevklerimiz, tüketim alışkanlıklarımız, siyasi eğilimlerimiz hatta sağlığımız bile veri olarak depolanıyor.
***
Aslında dijital alemde neredeyse tamamen savunmasız ve çıplağız. Mahremiyetimiz bile afişe ediliyor. Şimdilerde dünya en çok kişisel verilerin kullanılması ve mahremiyetin kalmamasını tartışıyor.
Sadece bunlar mı? Hayır!
Biz yetişkinler bu kadar saldırıya karşı çaresiz kalırken; çocuklarımızı nasıl koruyacağız?
Bu bence daha önemli bir sorun. Burada da en büyük sorumluluk bizlere yani ebeveynlere ve eğitimcilere düşüyor.
Çocuklarımızın internette ne seyrettiğine, hangi oyunu oynadığına, ne tür içeriklere baktığına ve nasıl zorbalıklarla karşı karşıya kaldığını bilmemiz için onları yakından takip etmek zorundayız.
***
Tümden bir yaklaşımla interneti yasaklamak ASLA çözüm değil. Kaldı ki internet artık eğitimin bir parçası, destekleyici bir unsuru günümüzde. En makul olanı filtreleme sistemi ile belli kurallar çerçevesinde günlük belirlenmiş bir zaman aralığında interneti kullanmalarına izin vermek. Ama kurallardan asla ödün vermeden. Unutmayalım ki doğadan ve insandan kopuk bir birey ne mutlu olabilir ne de hayatta başarılı olabilir. Sanal dünyaya hapsolmuş bir çocuk elbette hayattaki gerçeklerle ve problemlerle karşı karşıya geldiğinde onlarla başa çıkması zor olur.
Sözün özü: dijital alemde pasif ve etkin olacağız. Dayatılanı değil istediğimizi almaya çalışacağız. Nesne değil özne olmaya çalışacağız. Bilgi ve reklam bombardımanına karşı korunaklı sığınaklarımız olmalı. O sığınak da zihnmizi… bilincimiz…